Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/10292 E. 2014/14018 K. 05.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10292
KARAR NO : 2014/14018
KARAR TARİHİ : 05.06.2014

Mahkemesi :İzmir 4. İş Mahkemesi
Tarihi :23.12.2013
No :2013/391-2013/467

Dava, fazladan ödenen primlerin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma üzerine, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, 12.12.1996 – 15.08.2001 tarihleri arasında İzmir Şoför ve Otomobilciler Odası ile sicil kaydı esas alınarak 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılarak primlerini ödediğini; halbuki, aynı dönemdeki çalışmalarının minibüsün sahibi ile hizmet sözleşmesine dayalı çalışma olup, bunun, İzmir 8. İş Mahkemesi’nin 2006/474 Esas sayılı dosyası ile kesinleştiğini belirterek, 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık nedeniyle ödediği 9372,52 TL primin tahsiline karar verilmesini istemiş; Mahkemenin, 01.07.1996 – 15.08.2002 tarihleri arasındaki çalışmalarının hizmet sözleşmesine dayalı olup, mülga 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğu belirtilerek, bu döneme ilişkin 7864,85 TL primin davalı Kurum tarafından iadesi gerektiğine ilişkin önceki kararı, Dairemiz tarafından bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gereği yerine getirilmeden, davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında ödediği primlerin iadesi gerektiğine karar verilmiştir.
Dairemizin uyulan bozma kararında da belirtildiği gibi; 5458 sayılı Kanunun 16. maddesinde, “8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile 506, 1479, 2925 ve 2926 sayılı Kanunlardan birine tâbi sigortalı iken, aynı sürede bir diğer sosyal güvenlik kurumuna, adına prim ödendiği anlaşılan sigortalılardan yersiz tahsil edilen prim asılları, sigortalı ya da hak sahiplerinin talebi, T. C. Emekli Sandığı bakımından ayrıca kurumların da talebi halinde işsizlik sigortası primi hariç olmak üzere hizmetlerin çakıştığı sürede prim borcu aslına mahsup edilmek üzere en geç 6 ay içinde tâbi olması gereken sosyal güvenlik kurumuna devredilir. Çakışan hizmet süresine ilişkin devredilen miktarın prim borcu aslını karşılamaması halinde, bakiye prim borcu ilgili kanun hükümlerine göre sigortalıdan
veya 5434 sayılı Kanuna tâbi kurumdan tahsil edilir. Sosyal sigorta kanunlarındaki sigortalılığın tespiti ile hizmetlerin birleştirilmesine ait hükümler saklıdır.” düzenlemesine; 5510 sayılı Kanunun 53. maddesinde de “… Sigortalının, bu madde hükmüne göre sigortalı sayılması gereken sigortalılık halinden başka bir sigortalılık hali için prim ödemiş olması durumunda, ödenen primler birinci fıkraya göre esas alınan sigortalılık hali için ödenmiş ve esas alınan sigortalılık halinde geçmiş kabul edilir.” düzenlemesine yer verilmiş; 20.05.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun geçici 1 inci maddesindeki düzenleme ile Sosyal Sigortalar Kurumu, Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (Bağ-Kur) ve Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığının her türlü alacakları, hakları, borçları, görevleri ile birlikte hiç bir işleme gerek kalmaksızın anılan kanunun yürürlük tarihi itibarıyla, bu kanunla ihdas edilen Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilmiş olup, buna göre her iki sigortalılığa ilişkin kurumlar Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı çatısı altında birleşmiştir. Mahkemece yapılacak araştırma ile, kesinleşen mahkeme kararı sonucu hizmet sözleşmesine dayalı sigortalılık nedeniyle Kurum’un prim alacağının bulunduğunun anlaşılması durumunda, davacının, 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigorta dosyasından çıkabilecek fazla primlerinin, bu dosyaya aktarılmasının gerekip-gerekmeyeceği tartışılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus araştırılıp, tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.