Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/1016 E. 2014/3146 K. 19.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1016
KARAR NO : 2014/3146
KARAR TARİHİ : 19.02.2014

Mahkemesi :Giresun 1.Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi :19.12.2013
No :2013/616-2013/455

Dava, Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak tespiti ile 3201 sayılı Kanun uyarınca borçlanmasının 5510 sayılı Kanun’un 4/1-a maddesi kapsamında olduğunun tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- 02.03.2005 – 28.02.2006 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanunun 4/1-a (506 sayılı Kanun) kapsamında bir kısım bildirimleri davalı Kurum tarafından iptal edilen davacının; 3201 sayılı Kanun uyarınca borçlanmasının da 5510 sayılı Kanun’un 4/1-a maddesi kapsamında kabul edilmesi gerektiğinin tespiti isteminin, Mahkemece reddedildiği ve usulüne uygun tebliğe rağmen davacı tarafından temyiz yoluna başvurulmadığı anlaşıldığından, temyiz edenin sıfatına göre hükmün söz konusu bölümü bozma kapsamı dışında tutulmuştur.
2- İnceleme konusu olayda, 05.12.1968 doğumlu davacı, Almanya’da ev kadını olarak geçen 06.12.1986 – 09.10.2009 tarihleri arası 6285 günlük süreyi 3201 sayılı Kanun uyarınca borçlanmıştır. Dava dosyası içerisinde yer alan ikamet belgelerine göre davacının borçlanmaya esas sürelerde Almanya’da ev kadını olarak ikamet ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı, anılan tercümeli ikamet belgesi gereği, 18 yaş ikmal tarihine göre 05.12.1986 günlü Alman sigortalılık başlangıcının Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak kabulü gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiş, Mahkemece,
Almanya’da ev kadını olarak geçen ikamet başlangıcı ve 18 yaş ikmaline göre 05.12.1986 tarihli ikamet başlangıcı, Alman Rant Sigortasına giriş alınmak suretiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin hükmü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süresini düzenleyen 5510 sayılı Kanun’un 38’inci madde hükmü; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcını; sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun Geçici 20’nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edileceğini; kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresinin, 18 yaşının ikmal edildiği tarihte başlamış olacağını, bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayısı hesabına dâhil edileceğini öngörürken, Uluslararası sosyal güvenlik sözleşme hükümlerinin saklı bulunduğu ifade edilmiştir.
Öte yandan, Anayasamızın 90/son maddesi uyarınca, yöntemince yürürlüğe konulmuş Uluslararası sözleşmeler kanun hükmünde olduğu gibi, normlar hiyerarşisi yönünden uluslararası sözleşme kurallarına uygulamada yasal güç tanınmakta ve bu kuralların uygulanma önceliği de haiz bulunmaktadır.
10.04.1965 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 01.11.1965 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin uzun vadeli sigorta kollarından olan “Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları(aylıkları)” başlıklı beşinci bölümde düzenlenen konuya ilişkin Ek Sözleşmenin 29’uncu maddesi “Türk Sosyal Sigorta Mercii için aşağıdaki hususlar geçerlidir:
…Bir kimsenin Türk sigortasına girişinden önce bir Alman Rant Sigortasına girmiş bulunması halinde, Alman Rant Sigortasına girişi, Türk Sigortasına giriş olarak kabul edilir…” hükmünü öngörmüştür.
Anılan Uluslararası sözleşme hükmü ile sözleşme hükmünün düzenlendiği bölüm birlikte değerlendirildiğinde; bir kimsenin Türk sigortasına girmeden önce, sözleşme hükmü kapsamında, malullük, yaşlılık ve ölüm Sigortalarından Alman Rant Sigortasına girmiş bulunması halinde, Rant Sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabul edilmesi gerekecektir.
Somut olayda, davaya konu yapılan ve Rant Sigortasına da giriş olarak öngörülen ve 18 yaşını ikmal tarihi nazara alınarak 06.12.1986 – 09.10.2009 tarihleri arası borçlanma döneminin “Ev kadınlığı süresi” olması karşısında; anılan ev kadınlığı süresinin, yukarıda bahsedilen Uluslararası sözleşme hükmü kapsamında, uzun vadeli sigorta kollarından olan malullük, yaşlılık ve ölüm Sigortalarından Alman Rant Sigortasına giriş niteliğinde bir sigortalılık süresi olup olmadığının usulünce araştırılması gerekir. Kuşkusuz, ev kadınlığı süresinin Rant Sigortasına giriş niteliğinde olmadığının ve davacının Rant Sigortası kapsamında başkaca sigortalı sürelerinin de bulunmadığının anlaşılması halinde sigorta başlangıcının, 3201 sayılı Kanun’un 5’inci madde hükmü çerçevesinde belirlenmesi gerekecektir.
Şu halde yapılması gereken iş; yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, ev kadınlığı süresinin, uzun vadeli sigorta kollarından olan malullük, yaşlılık ve ölüm Sigortalarından Alman Rant Sigortası niteliğinde bir sigortalılık süresi olup olmadığı ve davacının Rant Sigortası kapsamında başkaca sigortalı sürelerinin bulunup bulunmadığı usulünce araştırılmalı ve böylece davacı istemi bu çerçevede yeniden değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 19.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.