Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/9596 E. 2014/2275 K. 11.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9596
KARAR NO : 2014/2275
KARAR TARİHİ : 11.02.2014

Mahkemesi : Hatay İş Mahkemesi
Tarihi : 30.01.2013
No : 2010/101-2013/47

Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği üzere, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 22.3.2007 tarihinde meydana gelen trafik iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin ve masrafların davalı işverenden rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 10. maddesi olup, davacı Kurum, davada 506 sayılı Kanunun 10. maddesi uyarınca istemde bulunulmuş, Mahkemece, 21.3.2007 tarihinde sigortalının işe başladığının kabulüne rağmen, bir aylık işe giriş bidirgesi verilme süresi içinde 506 sayılı Kanunun 9. maddesi kapsamında bildirimin yapıldığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir.
506 sayılı Yasanın 9. maddesi; “ – (Değişik : 25.08.1999 – 4447 / 12 md. Y.T. 08.09.1999) ”işveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır. (Ek : 14.07.1999 – 4410 / 1 md.) Dışişleri Bakanlığının sigortalı olarak yurtdışı göreve atanan personeli için işe giriş bildirgeleri ise, Kuruma en geç üç ay içinde gönderilir. ” düzenlemesini öngörmektedir.Anılan yasanın 10. maddesine göre ise 9. maddede öngörülen işe giriş bildirgesini süresinde Kuruma intikal ettirmeyen işverenler hakkında 26. maddede öngörülen sorumluluk halleri aranmaksızın, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle Kurum tarafından bağlanan gelir ve harcamanın işverenden tahsil edileceğini düzenlemiştir.Yani, davalı işverenin 506 sayılı Kanunun 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değiştirilen ve 08.09.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 9 ve 10. maddesi hükmüne göre rücu alacağından sorumluluğu için;işe giriş bildirgesinin sigortalının, işe başlatılmasından önce verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin kuruma verilmesinden önce meydana gelmesi gerekir.
İşverene ait işyerinin hangi tarih itibarıyla 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı/ alınması gerektiği belirlenmeli, bu kapsamda işyerinin tesciline ilişkin dosya getirilmeli ve varsa işverence verilen işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal tarihi belirlenmeli, sigortalının işverene ait işyerinde işe başladığı tarih açık ve net biçimde saptanmalı ve özellikle sigortalıya ait işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal ettiği tarih ile iş kazası aynı tarihe rastlıyor ise, işe giriş bildirgesinin daha önce verildiğinin ispat yükünün işverene ait olacağı gözetilmeli, bütün bu olgular hep birlikte değerlendirilerek somut olayda 506 sayılı Yasanın 9. ve 10. maddesi hükmündeki koşulların oluşup oluşmadığı tespit edilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Davanın yasal dayanaklarından olan ve kusursuz sorumluluk halini düzenleyen 506 sayılı Yasanın 9. ve 10. maddesine ilişkin olarak, kaza tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş bulunan anılan yasal düzenleme gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
Yapılacak değerlendirmede, 10. madde koşullarının gerçekleştiğinin anlaşılması halinde, işverenin %100 kusurlu olduğu kabul edilerek belirlenecek Kurum zararından, yine kaza tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanununun 43. ve 44. maddeleri uyarınca sigortalının kusurunun %50 sinden az olmamak üzere hakkaniyet indirimi yapılması gereği gözetilmelidir..
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.02.20134 gününde oybirliğiyle karar verildi.