Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/9516 E. 2013/11890 K. 30.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9516
KARAR NO : 2013/11890
KARAR TARİHİ : 30.05.2013

Mahkemesi : İş Mahkemesi

KARAR

Davacı, 01.05.1981-03.02.1992 tarihleri arası isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalılığın ve 01.01.2009 tarihinden itibaren de yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiştir.
Mahkemece, ilk istemi kesin hüküm nedeniyle, ikinci istemi ise, tahsis şartları bulunmadığından davanın tümüyle reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu olayda; 01.05.1981 tarihli tescille başlayan 1479 sayılı Yasa kapsamındaki isteğe bağlı sigortalılık, 09.10.1992 günlü dilekçe üzerine 03.02.1992 tarihi itibarıyla sonlandırılmış, anılan dönemin primleri, ilki 27.12.1990 tarihinde olmak üzere 1991, 1992 ve 1997 yıllarındaki ödemelerle sağlanmıştır.Öte yandan,davacının 03.11.1981-04.11.1981 tarihleri arası 1 günlük zorunlu SSK’lı çalışmalar nedeniyle,isteğe bağlı sigortalılık 02.11.1981 tarihi itibarıyla sonlandırılmıştır.
03.06.2010 günlü onamayla kesinleşen …İş Mahkemesinin 34/143 sayılı dava dosyasına göre ise: Davacı, 01.05.1981-03.02.1992 tarihleri arası çakışan SSK’lı çalışmalar dışlanmak suretiyle, primi ödenmiş 10 yıl 9 ay 2 gün isteğe bağlı sigortanın geçerliliği istenmiştir. Mahkeme,uyulan bozma ilamı uyarınca, zorunlu SSK’lı çalışma sonrası 27.12.1990 günlü ilk prim ödemesi dikkate alınarak, 01.01.1991 tarihinden itibaren primi ödenen süre karşılığı kadar isteğe bağlı sigortalılığa karar verilirken, hüküm fıkrasının yazımında, tespit başlangıcı sehven 01.11.1991 olarak yazılmıştır.
Davalı Kurum, kesinleşen tespit ilamını dikkate alarak davacıyı, 01.05.1981-02.11.1981 ve 01.11.1991-30.11.1992 tarihleri arası dönemde toplam 1 yıl 7 ay isteğe bağlı sigortalı kabul etmiştir.
Bir dava karara bağlanıp verilen hüküm kesinleştikten sonra aynı taraflar arasında, aynı konuda, aynı sebebe dayanılarak yeni bir dava açılamaz. Zira, bu durumda Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 237. Maddesi(Yeni 6100 sayılı HMK’nun 303.maddes)nde tarifini bulan (Kaziye-i Muhkeme) kesin hüküm söz konusudur.
Belirtmek gerekirse, bir dava hakkında kesin hüküm bulunmaması dava şartlarından olup, bu durum kamu düzeni ile ilgili olması hasebiyle davanın her
safhasında ileri sürülebileceği gibi, mahkemece de (re’sen) kendiliğinden nazara alınma zorunluluğu vardır.
Yukarıdaki bilgiler ışığı altında;
a) Mahkemenin, 01.01.1991 tarihinden önceki isteğe bağlı sigortalılığın kesin hüküm nedeniyle reddine ilişkin kararı yerindedir.
b) 01.01.1991 tarihinden sonraki isteğe bağlı sigortalılığın tespitine ilişkin davacı isteminin,kesin hüküm kapsamında kaldığından bahsedilemez. Çünkü, kesinleşen mahkeme ilamına sadece, 01.01.1991 tarihinden itibaren primi ödenen süre karşılığı kadar isteğe bağlı sigortalılığın tespitine karar verilirken; karşılık gelen süre konusunda bir belirleme yapılmamıştır.
Şu halde yapılması gereken iş; ilki 27.12.1990 günlü prim ödemesi olmak üzere 1991,1992 ve 1997 yıllarındaki prim ödemeleriyle 01.05.1981-03.02.1992 tarihleri 10 yıl 9 ay 2 gün primi ödenmiş isteğe bağlı süreye ilişkin olarak, sigortalılığın iptali sonucu oluşan tüm fazla prim ödemesi davalı Kurumdan sorularak belirlenmeli; belirlenecek bu fazla prim ödeme tutarının, önce geçerli sayılıp bilahare iptale konu yapılan anılan dönemdeki isteğe bağlı sigortalılık şartları çerçevesinde karşılık geldiği sigortalılık süresi, davalı Kurumdan sorularak veya uyuşmazlık çıkarsa bilirkişi incelemesiyle usulünce saptanmalı; bu saptama sonrası, belirlenen sigortalılık süresi 27.12.1990 tarihli prim ödeme isteğe bağlı sigortalılık iradesi kabul bu tarihi takip eden aybaşı olan 01.01.1991 tarihi başlangıç kılınmak suretiyle 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı kabul edilmelidir.Böylece,geçerliliğine karar verilen isteğe bağlı süre ile uyuşmazlık konusu olmayıp geçerli olan sigortalılık süreleri ve varsa SSK’lı tüm çalışmalar dikkate alınarak tahsis şartları yeniden değerlendirilmeli ve varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.