Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/9435 E. 2013/10744 K. 17.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9435
KARAR NO : 2013/10744
KARAR TARİHİ : 17.05.2013

Mahkemesi :İş Mahkemesi

KARAR

Dava, prime esas kazanç miktarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacının 05.09.2006 – 01.09.2008 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde çalıştığı anlaşılmakta olup, çalışma süresi uyuşmazlık konusu değildir. Anılan dönemde çalışmaları prime esas kazanç alt sınırından bildirilen davacı, en son 810,00 esas kazançla çalıştığı belirterek, prime esas kazancın tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tanık beyanları ve emsal araştırması esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı, uyuşmazlığa konu dönemler itibariyle 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1’inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan mülga 506 sayılı Kanunun 79’uncu maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 86’ncı maddesidir. Hizmet tespitine yönelik söz konusu davalarda, davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliği dikkate alınarak, ücretinin ve davalı …’na, davalı işveren tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenmesi amacıyla, prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur.
Öte yandan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 1’inci maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 288’inci maddesinin “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri dörtyüz milyon lirayı geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri
ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple dörtyüz milyon liradan aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.” hükmünü, anılan Kanunun 289’uncu maddesinin ise “288’inci madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir.” hükmünü içermektedir. 5236 sayılı Kanunun 19’uncu maddesi ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa eklenen ek 4’üncü maddeye göre söz konusu parasal sınırın 2007 – 2011 yılları arasında 460 ila 590 TL., 6100 sayılı Kanunun 200’üncü maddesi nazara alınarak 01.10.2011 tarihinden itibaren 2.500 TL. olarak belirlenmiştir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığında; Mahkemece, prime esas kazancın tespiti hususunda, hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerin varlığı araştırılmalı, asgari ücretin üzerinde olduğu iddia edilen gerçek ücret hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde araştırılıp, belirlenerek yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Kabule göre de, davacının bildirimi yapılan sürenin tespiti konusunda herhangi bir talebi bulunmadığı, bu konuda hukuki yararın da bulunmadığı gözetilmeksizin talep de aşılmak suretiyle belirtilen dönemde “sigortasız olarak çalıştığının tespitine” karar verilmesi de isabetsizdir.
O hâlde; davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.