Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/9390 E. 2014/2132 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9390
KARAR NO : 2014/2132
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

Mahkemesi : İstanbul 14. İş Mahkemesi
Tarihi : 04.04.2013
No : 2012/383-2013/63

Dava, faiz alacağı istemine ilişkindir.
Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı,önceden açtığı davada, davalı Kurumun aylık Kesme işleminin iptalini talep etmiş, İstanbul 5. İş Mahkemesince davacının davası kabul edilmiş ve kabule ilişkin Karar Dairemizin 25.06.2012 günlü ve 2012/10897 E. 2012/12138K Sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir.
Eldeki davada ise, davacı, 21.12.2006-21.08.2010 tarihleri arasında mahrum kaldığı yaşlılık aylıklarının,yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmektedir.
Mahkemece, her ne kadar kesinleşen önceki davada verilen hükümde davacının faiz talebine ilişkin herhangi bir karar verilmediği ve bu yönden hükmün kesinleştiği gerekçesi ile faiz talebinin reddine karar verildiği anlaşılmış ise de, verilen kararın eksik inceleme ve yanılgılıl değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Kesin hüküm, ancak, konusunu teşkil eden iddia hakkında geçerli olabilir; bu nitelikte bir hüküm nedeniyle yeniden söz konusu edilemeyecek olan, hüküm fıkrasında karara bağlanan husustur. Zira, hüküm olmayan yerde kesinlik de olmaz. Bu nedenle, olumlu veya olumsuz olarak karara bağlanmamış olan her iddia, yeni bir dava konusu yapılabilir.
Mahkemece, olumlu veya olumsuz olarak karara bağlanmamış bir iddia, yeni bir dava konusu yapılabileceğinden; kesin hükmün varlığından söz etme imkanı da bulunmamaktadır.
Belirtilmelidir ki, açılan bir davada, faiz isteği hakkında olumlu, ya da, olumsuz bir karar verilmemiş ise, hükmü temyiz etmeyen davacının sonradan faiz istemiyle dava açmasına engel bir durum yoktur. Davada, faiz bölümü, asıl alacaktan ayrı bir nitelik taşıdığı için, bu haktan açıkça vazgeçilmedikçe ileride yeni bir dava ile isteğinin tekrarlanması mümkündür.
Mahkemece faiz isteğinin karar dışında bırakılmış olması, bu isteğin zımnen reddedildiği anlamına da gelmez. Her şeyden önce, aksi düşünce tarzının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 297. maddesine aykırı düşeceği açıktır.
Nitekim; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.11.1973 gün ve E:1971/9-762, K:1973/901, 12.06.1991 gün ve E:1991/4-234, K:1991/352 ve 03.11.2004 gün, E:2004/18-545 ve 573 sayılı kararlarında da aynı ilke benimsenmiştir.
O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek hâlinde davacıya iadesine, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.