Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/8667 E. 2014/4279 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8667
KARAR NO : 2014/4279
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

Mahkemesi : Mersin 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 20.12.2012
No : 2012/157-2012/91

Dava, 1479 sayılı Kanun kapsamında 01.07.1999 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı alan ve 2001 yılından itibaren Adana İl Tarım Müdürlüğünde mühendis olarak 5434 sayılı Kanun kapsamında çalışması nedeniyle 5277 sayılı Kanunun 25 ve 5335 sayılı Kanunun 30’uncu maddeleri gereğince 01.01.2005 tarihinden itibaren yersiz olarak davalıya ödendiği iddia edilen yaşlılık aylıklarının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüyle 27.04.2005 tarihinden itibaren ödenen yaşlılık aylıklarının 27.07.2010 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Hükmü, davacının avukatı ve davalının temyiz etmeleri üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının temyiz itirazlarının REDDİNE;
2-)Davacının avukatının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davanın yasal dayanağı 5277 sayılı Kanunun 25 ve 5335 sayılı Kanunun 30’uncu maddeleridir. 5277 sayılı Bütçe Kanunu 01.01.2005 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 25’inci maddesinin (f) fıkrası; “…Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; genel bütçeye dâhil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin % 50’sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar. Diğer kanunların emeklilik veya yaşlılık aylığı almakta iken emeklilik veya yaşlılık aylıkları ve/veya diğer tazminatları kesilmeksizin atanmaya, çalıştırılmaya veya görevlendirilmeye izin veren hükümleri ile 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun ek 11’inci maddesine göre 01.01.2005 tarihinden önce alınmış Bakanlar Kurulu kararları uygulanmaz…” hükmünü içermektedir.
Anılan hükmün Anayasaya aykırılığı iddiası ve iptali istemiyle dava açılmış, ancak kanun koyucu tarafından bütçe kanunlarına bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamayacağına dair Anayasanın 161’inci maddesi gözetilerek, 27.04.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 29’uncu maddesinin (c) bendi ile 5277 sayılı Kanunun 25’inci maddesinde yer alan bu hüküm yürürlükten kaldırılmıştır. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından 29.11.2005 gün 2005/6-93 sayılı kararıyla, “iptali istenen madde yürürlükten kaldırılmakla, davanın konusuz kaldığı” gerekçesiyle, “istem hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
Ne var ki, 5277 sayılı Kanunun 25’inci maddesinde yer alan söz konusu düzenleme, bu defa 5335 sayılı Kanunun 30’uncu maddesi ile aynen korunmuş ve 27.04.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ayrıca, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 105’inci maddesinde sayılan “uygulanmayacak maddeler” arasında 5335 sayılı Kanunun 30’uncu maddesi yer almamaktadır. Bu nedenle de bu maddenin halen yürürlükte olduğunun ve 01.01.2005 tarihinden itibaren herhangi bir yasal boşluk dönemi bulunmadığının kabulü gerekir.
Açıklanan yasal süreç ve düzenleme karşısında; herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanların, bu aylıkları kesilmeksizin 5277 ve 5335 sayılı Kanunlarda belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarında herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamayacakları ve görev yapamayacakları belirgindir. Bu yasal düzenlemeye aykırı biçimde çalışılması durumunda; çalışanların, fiilen çalıştıkları dönemdeki emeklilik veya yaşlılık aylıklarının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kesilmesi ve yersiz aylıkların istirdadı söz konusu olacaktır. (HGK; 27.05.2009 gün, 2009/21-168 E. 2009/218 K.).
Davaya konu somut olayda; 01.07.1999 tarihinden başlamak üzere 1479 sayılı Kanun uyarınca yaşlılık aylığı bağlanan davalının, yaşlılık aylığı almaya devam ederken 01.01.2005 tarihinden itibaren dava konusu dönemde 5277 sayılı Kanunun 25’inci ve 5335 sayılı Kanunun 30’uncu maddeleri kapsamında olan işyerinde çalışması mümkün olmadığından davacı Kurumun (dava konusu dönemde) yaşlılık aylıklarının iptaline ilişkin işlemi yerindedir. Anılan kanunlar kapsamındaki çalışması nedeniyle fiilen çalıştığı dönem içinde davalının aldığı yaşlılık aylıklarının Kuruma iadesi gerekmekte olup, belirtilen kanunların açık hükmü karşısında; Kurumun, çalışmayı veya yaşlılık aylığı alma konusunda seçim hakkı verdikten sonra aylığı kesme gibi bir yükümlülüğü bulunduğu ya da denetim görevi yerine getirmediği, bu sebeple fuzuli ödemenin Kurumun hatasından kaynaklandığından bahisle, davalının iyiniyetli olduğunun kabulü mümkün değildir. Yine, kanun değişikliğine karşın, 5277 ve 5335 sayılı kanunlar kapsamında kalan işyerinde çalıştığını davacı Kuruma bildirmiş/bildirmemiş olması da; iyiniyetli olduğunun kabul edilmesine engel olan ve sebepsiz zenginleşmesinin haklı bir sebebe dayandığını ispat edemeyen davalının; 5510 sayılı Kanunun 96. maddesindeki, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler; a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden, … itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, … geri alınır.” düzenleme gözetilerek, dava konusu 1479 sayılı Kanun kapsamında yersiz yaşlılık aylıklarının ödenmesi nedeniyle oluşan Kurum zararının, kasıtlı ve kusurlu davranışlarından doğmuş olması nedeniyle her ödemenin yapıldığı tarihten kanuni faiz işletilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacının avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.