Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/8527 E. 2013/17494 K. 26.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8527
KARAR NO : 2013/17494
KARAR TARİHİ : 26.09.2013

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, aksi Kurum işleminin iptali, Alman rant sigortasına giriş olan 01.08.1988 tarihinin Türkiye’de 5510 sigorta başlangıcı olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ile davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmü, bir kimsenin Türk sigortasına girmeden önce, Alman rant sigortasına girmiş bulunması halinde, rant sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceğini öngörmüştür. Ancak anılan sözleşme hükmünün uygulanabilmesi, Alman Rant sigortasına giriş tarihini içerecek şekilde yurt dışı borçlanmasının usulünce yapılması halinde mümkündür.
Şahsi sicil dosyası içerisinde yer alan 12.08.2011 günlü dilekçeyle davacının, Almanya’da çalışma sürelerine ilişkin primlerini iade talebinde bulunması üzerine TR 11 belgesinin tanzim edilerek Alman sigorta merciine gönderildiği anlaşılmaktadır.
Prim iadesi suretiyle tasfiye edilen yurt dışı hizmetlerindeki tasfiye edilme hali, söz konusu yurt dışı sürelerinin, 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlandırılarak sigortalının sosyal güvenliği bakımından değerlendirilmesinde, aksine bir düzenleme bulunmadığından engel değildir. Ancak tasfiye edilen yurt dışı hizmetlerin, sigortalılık başlangıcında esas alınabilmesi mümkün de bulunmamaktadır.
Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında bağıtlanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmü, bir kimsenin Türk sigortasına girmeden önce, Alman rant sigortasına girmiş bulunması halinde, rant sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceğini belirtmekle birlikte, anılan hükmün uygulanabilirliği, her iki ülke mevzuatına göre dikkate alınabilecek bir sigortalılık süresinin bulunması halinde mümkündür.
Sigortalı hizmetlerin tasfiye edilmesi halinde, tasfiyeye uğramış hizmetlerin sosyal sigorta hukuku açısından geçerliliğini yitirmiş sayılması ve artık her iki ülke mevzuatına göre nazara alınabilecek bir sigortalılık süresi kalmayacağından, Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında aktedilen Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmü uyarınca, rant sigortasına giriş tarihinin, Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak sayılması mümkün olmayacaktır.
Kuşkusuz bu halde sigorta başlangıcı, 3201 sayılı Yasanın 5.madde hükmü çerçevesinde belirlenmesi gerekecektir.
Şu halde yapılması gereken iş; 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanmaya konu yapılan ve rant sigortasına giriş tarihini de kapsayan 01.08.1988-12.04.2001 tarihleri arası yurt dışı çalışmaların, tasfiye edilip edilmediği usulünce yapılacak araştırma ile belirlenmeli; tasfiye edildiğinin anlaşılması halinde ve Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin sigorta başlangıcına dair sözleşme hükmünün uygulanmasını gerektirecek nitelikte başkaca rant sigortasına girişin de bulunmaması halinde, sigorta başlangıcına dair davacı istemi, yukarıdaki ilkeler çerçevesinde yeniden değerlendirmeli ve varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
2-Öte yandan kabule göre de; 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanma işlemlerinin 13.07.2007 tarihli borçlanma başvurusu ve aynı tarihli ödemeyle SSK kapsamında ikmal edilmiş olması karşısında, 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5754 sayılı Yasa ile ekli 3201 sayılı Yasanın geçici 7’inci madde hükmü gereği, davaya konu borçlanma ile kazanılan sigortalılığın 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesinde öngörülen sigortalılık niteliğinde olması karşısında, sigorta başlangıcının 4/1-a maddesi kapsamında sayılmasına yönelik davacı isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken,bu yönde bir belirleme yapılmaksızın yazılı şekilde karar tesisi hatalı olduğu gibi, yine 10.01.1972 doğumlu olan davacının 18 yaşını 10.01.1990 tarihi itibarıyla ikmal etmesi nedeniyle, 10.01.1990 tarihi itibarıyla sigorta başlangıcına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar tesisi ayrıca yerinde görülmemiştir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.09.2013 gününde oy birliğiyle karar verildi.