YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8338
KARAR NO : 2014/5759
KARAR TARİHİ : 13.03.2014
Mahkemesi : Ankara 7. İş Mahkemesi
Tarihi : 19.03.2013
No : 2012/196-2013/172
Dava, iş kazası tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava ve taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup; mahkemece re’sen göz önünde tutulmalıdır. Reşit olmadığı anlaşılan davacının, anne ve babası boşandıktan ve velayeti babaya verildikten sonra, babasının ölümü nedeniyle vesayet altına alındığına göre, davanın anılan Kanun’un 462/8’inci maddesi uyarınca husumete izin verilmiş vasi huzuru ile yürütülmesi gereği nazara alınarak, bu yönde husumete izin verildiğine dair karar getirtilmeli, yoksa karar alınması sağlanmalıdır.
506 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Davacının murisinin iş kazası geçirip geçirmediğinin tespitine yönelik iş bu dava, işverenin hak alanını da ilgilendirdiğinden, işverene karşı da husumet yöneltilmesi gerekir. Zira, sigortalının çalışmalarının fiili olmadığının tespitine yönelik alınacak ilam ile davalı Kurum, davacıya yapılmış herhangi bir sağlık yardımı ya da başkaca herhangi bir ödeme varsa işverenden tahsilini isteyebilecek, yine ilgililerle birlikte işveren de sahte belge düzenlemek ve Kurumu zarara uğratmak fiillerinden dolayı ceza tehdidi altında kalabilecektir. Öte yandan, husumet dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gereken bir husus olduğundan, davanın sigortalıyı çalıştıran gerçek veya tüzel kişilere karşı da açılması zorunludur.
Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124/4. maddesindeki; dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hakimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceğine ilişkin düzenleme de gözetilmek suretiyle, davacıya; kazalanan sigortalının işverenine husumet yöneltmesi için mehil verilmeli, husumet yöneltildiğinde, işverenin göstereceği deliller toplanmalı, bütün deliller toplandıktan sonra, yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, hükmün sair yönleri icelenmeksizin, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, sair yönleri incelenmeksizin yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.