YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8046
KARAR NO : 2014/5278
KARAR TARİHİ : 10.03.2014
Mahkemesi :Gaziantep 2. İş Mahkemesi
Tarihi :18.02.2013
No :2009/264-2013/113
Dava, itirazın iptali ile icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulü ile, davalının yaptığı itirazın 5817,82 TL itibariyle iptaline, takibin bu miktar yönüyle devamına, fazlaya dair talebin reddine, karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Eldeki davada; dava dilekçesinde, davalının oğlundan dolayı ölüm aylığı almakta iken, eşinden dolayı da, aylık aldığından bahisle 24.12.1992–20.01.2006 tarihleri arasında ödenen yarım aylıkların yersiz ödeme olarak nitelendirilmesi sonucu, davalıdan tahsili için yapılan takipte davalının itirazının iptali istenilmekte ise de, davacı Kurumun hangi dosyadan, hangi aylığı istediği belirlenmelidir. Dosya arasındaki 26.10.1992 onay tarihli iş kazası nedeniyle, davalıya ölüm geliri bağlandığı da dikkate alınacak olursa, davacı Kurumun oğlundan dolayı bağlandığı anlaşılan ölüm gelirini mi, yoksa, ölüm aylığı mı istediği, bunların hangisinden, hangi tarihler arasında, ne miktardaki kısmının, yersiz ödeme olarak kabul edildiğinin belirlenmesi için, mahkemece; öncelikle davacının talebi açıklattırılarak dava konusu belirlenmelidir.
2-Dava konusu belirlendikten sonra, “506 sayılı Yasanın Gelir ve aylıkların birleşmesi başlıklı 92. maddesindeki “….Malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalariyle meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine, bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazalariyle meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir. Malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından aylık bağlanmadan önce iş kazalariyle meslek hastalıkları sigortasından bağlanan ve sermayeye çevrilen gelirler ile yaşlılık sigortasından yapılacak toptan ödemelerde bu fıkra hükmü uygulanmaz” hükmü ve 506 sayılı Yasaya 4958 sayılı Kanunun 06.08.2003 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 53.maddesiyle eklenen ek 46.maddesi hükmünde yer alan ” Bu maddenin yürürlüğe girmesinden sonra ölen sigortalıların anne ve babalarına bağlanan gelir ve aylıklar sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmaya başladıkları veya 1.7.1976 tarihli ve 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere, bunlardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir.” hükümleri dikkate alınmalı, bu kapsamda davalıya bağlanan aylıklar yarıya indirilmiş ise Kurumdan sorulmalı, 506 sayılı Yasanın ek 46. Maddesi kapsamında davalının aylığa müstehak olup olmadığı da belirlendikten sonra, müstehak değilse, aylıkların tamamının istenebileceği de gözetilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
3-Diğer taraftan, davacı Kurum talebinin yerinde olduğu kanaatine varılırsa, 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamakta olduğundan, 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara uygulanması gerekmektedir. Bu kapsamda “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır. Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır.” Hükümleri de dikkate alınarak kurum alacağının kapsamı belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu, yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.