Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/8043 E. 2014/622 K. 20.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8043
KARAR NO : 2014/622
KARAR TARİHİ : 20.01.2014

Mahkemesi : Burdur 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 28.02.2013
No : 2011/562-2013/133

Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkeme, prim vs. borçlarının tahsili için gönderilen ödeme emirlerine ilişkin davanın kısmen kabulüne, idari para cezalarının tahsili için gönderilen ödeme emirlerine ilişkin idari yargının görevli olduğuna karar vermiştir.
Hükmü, tarafların avukatlarının temyiz etmeleri üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki belgeler okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-)5510 sayılı Kanunun 86. maddesindeki, “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu Maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz…” düzenlemesi gereğince, Kurum müfettişi raporunda Kuruma bildirilmeden çalıştırıldığı tespit edilen Selim Ar hakkında yapılan işlem/işlemler araştırılıp belirlenerek; eldeki davaya konu 2011/10026, 10027 ve 10051 takip sayılı ödeme emirlerinin, anılan yasal prosedürle arasındaki bağlantı ve özellikle 2009 yılı 3 ve 4. aylara ilişkin ödeme emirlerine konu Kurum alacağının nedeni belirlendikten sonra yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
2-)6183 sayılı Kanunun 58. maddesi hükmüne göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kamu borçlusu tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde açacağı iptal davasında “böyle bir borcu olmadığı” nedenine dayanabilir. Kamu borçlusunun bu davada hukuken ve maddeten böyle bir borcu olmadığını kanıtlayarak ödeme emrini iptal ettirmesi mümkündür. Bu bağlamda açılan davanın 5510 sayılı Kanunun 88/16. maddesine göre iş mahkemesinin görev alanında olduğu tartışmasızdır. Ancak, 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesinde idari para cezaları ile ilgili usul ve esaslar özel bir şekilde düzenlenmiştir. Anılan düzenleme uyarınca; Kurum tarafından düzenlenen idari para cezasına karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Kuruma itiraz edilebilir. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurulabilirler. İdari aşamada kesinleşen idari para cezaları ise Kurum alacağına dönüşür. Burada söz konusu olan idari para cezasının kendisinin iptali olup, tahsili nedeniyle tanzim edilen ödeme emrinin iptali ya da borçlu olmadığının tespiti talepleri iş mahkemesinin görev alanındadır. Bu nedenle 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesi uyarınca başlatılmış prosedürün bulunup bulunmadığı araştırılmalı, varlığı saptandığında idari para cezasının kesinleşmesi olgusu bekletici sorun yapılarak, elde edilecek sonuca göre davacının idari para cezasından sorumlu olup olmayacağı saptanmalı ve buna göre idare para cezalarının tahsili için düzenlenen ödeme emirlerine ilişkin bir karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, tarafların avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.