Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/7750 E. 2013/14837 K. 01.07.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7750
KARAR NO : 2013/14837
KARAR TARİHİ : 01.07.2013

……

Davacı, 10.01.1994 tarihinden itibaren çalıştığı iş ve işyeri itibariyle itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1-Davacı, hizmet cetveline göre 11.01.1994 tarihinde, …..sicil numaralı işyerinde çalışmaya başlamış, davalı işveren yanında çalışmalarının başladığı 24.08.1995 tarihine kadar muhtelif işverenler yanından çalışmaları davalı Kuruma bildirilmiş; sonrasında ise 24.08.1995 tarihinden itibaren davalı … çalışmış ve bu işyerindeki çalışmaların primleri, 1997/1. dönem sonrasında itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirir koşullarda bildirilip ödenmiştir.

Dava konusu edilen süredeki çalışmanın, davalı …’ın müteahhit firmasının kadrosunda, …..çalışanlarıyla aynı koşullarda geçtiği kabulünden hareketle sonuca varılmıştır. Ancak, davacının müteahhit firmalardaki çalışmalarının muvazaalı taşeronluk sözleşmesine dayalı geçtiği ve bu nedenle, anılan dönemde….çalışanı olarak kabul edilmesi gereğini ortaya koyan bir mahkeme kararı bulunmadığı gibi; çalışma süresi ve çalışmanın gerçekleştiği tarihler gözetildiğinde, davalı …’da çalıştığının kabulünü gerektirir herhangi bir belge de ortaya konulamamıştır.
./…

-2-

Hal böyle olunca, 506 sayılı Yasanın Ek 5. maddesinin dava konusu dönem yönünden düzenleme içeren hükümleri uyarınca itibari hizmet süresinden yararlanabilmek için, sigortalının …… çalışmış olması ve 506 sayılı Yasanın Ek 5/IV maddesinin 1-4 numaralı alt bentlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerden birinin olayda ayrıca gerçekleştiğinin kanıtlanması zorunluluğu gözetilerek, davacının, müteahhit firmalardaki çalışmalarının muvazaalı taşeronluk sözleşmesine dayalı olduğu, gerçek işverenin davalı … olduğu yönünde iddiasının bulunması halinde, davacıya bu yönde dava açması için süre verilerek, dava açılması halinde anılan davanın sonucu beklenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

2-Kabule göre de;

A-Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın Ek 5. maddesinin 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 106. maddesi uyarınca yürürlükten kaldırılıp, 5510 sayılı Yasanın 40. maddesindeki düzenlemeyle davacının çalıştığı iş kolunun kapsamdan çıkarılmış olması ve 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesinin 2. fırkrasının 2. cümlesinin “17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun ek 5 inci maddesinde sayılan itibari hizmet süresi kapsamında yer alıp bu Kanunun 40 ıncı maddesinde sayılmayan işlerde bu Kanunun yürürlük tarihinden önce geçen çalışma sürelerinin bu maddenin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilmesinde 3600 gün prim ödeme şartı aranmaz.” hükmü karşısında, hak edilen itibari hizmet sürelerinin “3600 gün prim ödeme şartı” aranmaksızın değerlendirilmesi olanağının öngörüldüğü yönü gözetilmeksizin hüküm kurulmuş olması;

B-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmüş olup, 506 sayılı Yasanın Ek 5. maddesinin 3. fıkrasının “… Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır.” hükmü gereği, davacının davalı işyerinde çalışılan, sigorta primi ödenmiş günleri x 0,25 formülüyle hesaplanan gün sayısının sigortalılık süresine itibari hizmet süresi olarak eklenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde “Davacı …’ün davalı işveren …… çalışmaya başladığı, 10/01/1994 tarihinden itibaren kadroya geçtiği 25/08/1995 tarihleri arasındaki çalışma süreleri için 506 sayılı kanunun Ek 6.maddesindeki 3600 günlük çalışma koşulunun gerçekleşmesi halinde 506 Sayılı Kanunun Ek 5.maddesi
../…
-3-

gereğince itibari hizmet süresinden yararlanması gerektiğinin TESPİTİNE” karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davalılardan Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

…..