Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/7554 E. 2013/22523 K. 28.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7554
KARAR NO : 2013/22523
KARAR TARİHİ : 28.11.2013

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
05.04.2001 günü davalı işverene ait işyerinde hizmet akdine tabi olarak çalışmaya başladığı yönünde hakkında imzalı İşe Giriş Bildirgesi, Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi, Sigortalı Bildirim Belgesi, Yıllık Ücretli İzin Cetveli düzenlenen davacının 05.04.2001 – 04.05.2009 tarihleri arasında tam gün esasıyla eksiksiz, asgari ücret üzerinden davalı Kuruma bildirimlerinin yapıldığı anlaşılmakta olup 08.01.2001 – 05.04.2001 dönemi bakımından hizmet süresinin, 08.01.2001 – 04.05.2009 dönemi yönünden ise gerçek ücretin (sigorta primine esas kazancın) tespitine ilişkin davanın yasal dayanakları, 08.01.2001 – 01.10.2008 dönemi için 506 sayılı Kanunun 77, 79/10, 01.10.2008 – 04.05.2009 dönemi bakımından 5510 sayılı Kanunun 80. maddeleridir.
Anılan maddelerde, yönetmelikle tespit edilen belgeleri/aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca saptanmayan sigortalıların, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Maddelerde öngörülen, Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin davalarda istem yargılama aşamasında açıkça belirtilmemiş olsa da söz konusu maddelerden hareketle aynı zamanda sigorta primine esas kazanç miktarının tespiti talebini de içermektedir. Kesinleşen mahkeme ilamı, işverence Kuruma verilmeyen bildirgelerin yerine geçecek belge niteliğinde olduğundan, hükümde, saptanan dönem için aylar itibarıyla prim ödeme gün sayıları ile birlikte ayrıca, 506 sayılı Kanunun 77. ve 5510 sayılı Kanunun 80. maddesine
göre hesaplanacak olan 1 günlük ücretin belirtilmesi de gerekmektedir. 5510 sayılı Kanunun 3. maddesinde ücret, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara saatlik, günlük, haftalık, aylık veya yıllık olarak para ile ödenen ve süreklilik niteliği taşıyan brüt tutar olarak tanımlanmış, 4857 sayılı İş Kanununun 32. maddesinde de genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tarif edilmiştir.
Diğer taraftan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun; 288. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belir bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belir bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289. maddesinde, 288. madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292. maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200 ve 202. maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuştur.
Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10-480 Esas – 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 Esas – 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 Esas – 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 Esas – 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 Esas – 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ile ortaya çıkan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulduğunda, davacının imzasını içeren 4 adet belge karşısında bildirilmeyen çalışma iddiasının tanık anlatımlarıyla kanıtlanamayacağı belirgin olduğu gibi, ücret konusunda öngörülen yönteme uygun inceleme ve araştırma yapılmaksızın istemin kabulüne karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davalı … Otomotiv İşletmeleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’ne geri verilmesine, 28.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.