Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/7368 E. 2014/1069 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7368
KARAR NO : 2014/1069
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

Mahkemesi : Gebze 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 12.02.2013
No : 2012/255-2013/69

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.

Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.

Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Dava, meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya bağlanan gelir nedeniyle uğranılan Kurum zararının 5510 sayılı Yasa’nın 21/1. Maddesi uyarınca tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda hastalığın işyeri ortamından kaynaklandığı tespit edilemediği ve bu nedenle işverenin kusursuz olduğu sonucuna varılmıştır.Davalı işveren vekili, sigortalının hastalığının meslek hastalığı niteliğinde bulunmadığının tespiti için Kocaeli 1. İş Mahkemesinde 2012/496 esas sayılı dava dosyasının derdest olduğu bildirmiş ise de, Mahkemece bu davanın akıbeti yönünden bir araştırma yapılmamıştır.

Bekletici sorun görülmekte olan bir davayı doğrudan ilgilendiren bir konunun derdest başka bir davada görülmesi halinde, davanın karara bağlanması için o dava sonucunun beklenmesi zorunluluğu veya gereğini ifade eder. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Bekletici sorun” başlıklı 165. maddesine göre, “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.” hükmünü içermektedir.

Sigortalının hastalığının meslek hastalığı niteliğinde olmadığının tespiti bakımından açılan dava sonucu bekletici mesele yapılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.

Öte yandan, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sigortalının çalıştığı işyerinin 2006 ile 2011 yılları gürültü ölçümlerinin akredite şirketler tarafından yapıldığı ve sınır değerlerin altında kaldığı belirtilmekte ise de; ölçüm raporlarını düzenleyen firmaların, rapor tarihleri itibariyle akredite olup olmadığının Türk Akreditasyon Kurumu’ndan sorularak belirlenmesi gerekmektedir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.