Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/7095 E. 2013/21115 K. 14.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7095
KARAR NO : 2013/21115
KARAR TARİHİ : 14.11.2013

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava, 506 sayılı Kanunun 79. maddesine dayalı hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalı işverene ait işyerinde 20.06.1992, 01.11.1994, 15.02.1996, 01.03.1998 tarihlerinde çalışmaya başladığı yönünde hakkında düzenlenen işe giriş bildirgelerini imzalayan davacının davalı Kuruma 15.06.1992 – 30.01.1993, 01.11.1994 – 30.01.1995, 15.02.1996 – 30.06.1996, 01.10.1998 – 15.02.2000 dönemlerinde kısmi, 01.03.1998 – 30.05.1998 tarihleri arasında tam gün üzerinden eksiksiz bildirimlerinin gerçekleştirildiği, ayrıca dava dışı farklı işverene ait işyerinden 21.10.2002 gününden itibaren 50 günlük çalışma bildiriminin bulunduğu anlaşılmakta olup 15.06.1992 – 15.02.2005 döneminde hizmet akdine tabi olarak aralıksız geçen ve bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin davada mahkemece yapılan yargılamada kanıtlanamadığı gerekçesiyle istem reddedilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır. Diğer taraftan, kural olarak işe giriş bildirgeleri ve ücret ödeme bordroları sigortalının imzasını içermelidir. Anılan belgelerde yer alan
imzaların sigortalıya aidiyeti belirlenmiş ve hata, hile veya ikrah sonucu imzalandığı kanıtlanmamış ise birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturmaktadır ve bunun aksi, eş değer delillerle kanıtlanmalı, bu kapsamda tanık anlatımlarına değer verilmemelidir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında hizmete ilişkin başkaca yazılı herhangi belgenin bulunmadığı dava değerlendirildiğinde, imzalı işe giriş bildirgelerinin varlığı, yapılan bildirimler, dava dışı farklı işveren adına tescilli başka işyerinden 21.10.2002 tarihinden itibaren gerçekleşen çalışma olgusu, yargılamada bilgi ve görgülerine başvurulan 17 adet tanığın anlatımları karşısında, davacının yukarıda belirtilen hizmet cetvelinde yazılı giriş ve çıkış tarihleri arasındaki dönemlerle sınırlı olmak üzere kesintisiz tam gün üzerinden çalıştırıldığının kanıtlandığı belirgindir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu davanın tümden reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 14.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.