YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7081
KARAR NO : 2014/3565
KARAR TARİHİ : 24.02.2014
Mahkemesi : Ankara 9. İş Mahkemesi
Tarihi : 14.02.2013
No : 2008/858-2013/40
Davacı : N..Ç.. adına Av. R.. K..
Davalılar : 1-S.. B.. adına Av. T..S..
2-H.. Apt. Yönetimi adına Av. A.. Y..
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili ile davalı işyeri vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, 01.06.1995-08.11.2007 tarihler arasında davalı apartmanda bina görevlisi olarak çalıştığının tespitini talep etmiş olup , davacının , 08.11.2007 tarihinde Kurum’a yaptığı başvuru neticesinde 1 günlük davalı işyerinden hizmetinin bulunduğu , Mahkemece yapılan araştırma neticesinde , davacının talep konusu dönemde günlük 2 saat olmak üzere davalı işyerinde kesintisiz çalıştığına hükmedildiği anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağı, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçiş hükümlerini içeren geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez.” anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, mahkemece, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı hukuk muhakemeleri kanununun ilgili hükümleri de esas alınmak suretiyle kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için mutlak koşul niteliğindeki hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı özel bir duyarlılık ve özenle ortaya konulmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı , talep konusu dönemde kapıcılık hizmetlerinin karşılığı olarak kapıcı dairesinde oturduğunu, davalı Apartman Yönetimi ise, davacının evini, 1995 yılında sel bastığı için insani olarak kapıcı dairesinde ailesiyle birlikte oturmalarına izin verildiğini , davacının kapıcılık hizmetinin bulunmadığını belirtmiş oldukları dosya kapsamından anlaşılmış olup, Uyuşmazlık davacının , talep konusu dönemde kapıcı olarak çalışıp çalışmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Mahkemece, davacının çalıştığını iddia ettiği dönemlerdeki muhtarlıktan veya zabıtadan da sözü edilen binaya ilişkin kapıcılıkla ilgili kayıt ve belgeler olup olmadığı sorulmalı, varlığının tespiti halinde dosya içerisine yöntemince celbi sağlanarak davacının iddialarını teyit edip etmediği yönünden değerlendirilmelidir, ayrıca, davacının talep konusu dönemlerde adres araştırmasının yapılması ve davacının çocuklarının bulunması halinde hangi okullarda eğitim aldığının saptanması, Mahkemece resen araştırma ilkesi doğrultusunda, tarafların gösterdiği tanıklar ile yetinilmeyerek, civar apartmanlarda uzun yıllar oturan komşu ya da yakın yerlerde kayıtlara geçmiş çalışanlar (diğer apartmanların kapıcıları) ile davacının bu çalışmalarını bilebilecek durumda olan mahalle muhtarı veya azaları tespit edilip tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulmalı, hizmet tespiti davalarının niteliği geregi tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalı, varsa işçilik hakları dava dosyası getirtilmeli, o davada dinlenilen tanıkların anlatımları ile işbu davada bilgi ve görgülerine başvurulan tanıkların beyanları arasında varsa çelişkiler giderilmeli; sigortalının kayıtlarda görünmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu yeterince araştırılmalı; toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir
O hâlde, davalı Kurum ve davalı işyeri vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan H..Apt. Yönetimi’ne iadesine, 24.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.