Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/6993 E. 2014/5024 K. 07.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6993
KARAR NO : 2014/5024
KARAR TARİHİ : 07.03.2014

Mahkemesi : Adana 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 08.02.2013
No : 2010/258-2013/27

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulune karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerekçelere göre davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
İncelenen dava dosyasında, davacının 2008 yılı öncesinde kuruma bildirilen süreler dışında çalıştığına dair dinlenen davacı ve davalı tanık beyanlarının birbirleriyle çeliştiği, çelişkinin tam olarak giderilmediği ve çalışma sürelerinin net olarak tespit edilemediği anlaşılmakla, mahkemece daha detaylı bir araştırma ile kanaat edinmeye yetecek kadar bordolu tanık beyanlarına başvurulmalı, gerektiğinde komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak dinlenilmeli, sonradan dinlenen tanık beyanları ile daha önce dinlenen tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde, bu çelişki giderilmeye çalışılmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
3-Ayrıca, 06.08.19987 doğumlu davacının, 01.06.2004 tarihinde henüz 18 yaşını doldurmamış olduğu, buna göre de; 506 sayılı Yasanın 60/G maddesinde yer alan, “18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm Sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm Sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dâhil edilir.” düzenlemesi karşısında; aynı Yasanın Geçici 54. maddesi uyarınca 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmayan davacı sigortalının; 18 yaşını ikmal ettiği tarihten önceye ilişkin tespite konu sigortalılığının bu çevrede değerlendirilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Ö.. A..’ye iadesine, 07.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.