YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6671
KARAR NO : 2014/833
KARAR TARİHİ : 21.01.2014
Mahkemesi : Bursa 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 14.11.2012
No : 2010/391-2012/621
Dava, Kurum zararının 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi uyarınca rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; ilamında belirtildiği şekilde, davanın Karataş Asfalt…Ltd.Şti yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
Somut olayda, Bağ-Kur sigortalısı A.. A..’nın, 08.7.2006 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu vefatı nedeniyle hak sahiplerine bağlanan aylıkların ve cenaze giderinin davalılardan rücuen tahsilinin istendiği anlaşılmaktadır. istemine ilişkindir.
Bağ-Kur sigortalılarına yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle meydana gelen Kurum zararının rücu hakkının yasal dayanağı olan 1479 sayılı Kanunun 63. maddesine göre; “Üçüncü bir kimsenin suç sayılır hareketi ile bu Kanunda sayılan yardımların yapılmasını gerektiren bir halin doğmasında, Kurum, sigortalı veya hak sahiplerine gerekli bütün yardımları yapar. Ancak, Kurum, yapılan bu yardımların ilk peşin değeri için üçüncü kişilere, istihdam edenlere, (…) ve diğer sorumlulara rücu eder…” düzenlemesiyle, üçüncü kişinin sorumluluğu yoluna gidilebilmesi için, “suç sayılır hareketi” ile yardımların yapılmasına neden olma koşulu öngörülmüştür.
Aynı Yasanın aynı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…araç sahiplerine…” ibaresinin Anayasa Mahkemesinin 27.03.2002 tarih 2001/343 Esas, 2002/41 sayılı Kararı ile Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermesi karşısında, Yasanın 63. maddesindeki şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı karşısında; kazaya konu aracın kaydi maliki olan davalı K.. Asfalt…Ltd.Şti’nin işleten sıfatı yoksa sorumlu tutulamayacak, araç maliki aynı zamanda işleten ise, sorumlu tutulacaktır. Burada değerlendirilmesi gereken husus davalının işleten sıfatı ile sorumlu olup olamayacağına ilişkindir. Trafik sicilinde adı kayıtlı bulunan kişi, aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere kullanıyor ve araçtan çıkar sağlıyor ise, karşılığında hem şekli, hem de maddi anlamda işletenlik sıfatı birleşmiş olur.
2918 sayılı Yasanın 3. maddesinde; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatı ile sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişinin işleten olduğu, ancak ilgilisi tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikenin kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu olduğu ispat edilirse, bu kişinin, işleten sayılabileceği hükme bağlanmıştır.
Hal böyle olunca, vefat eden sigortalının kullandığı aracın trafik kaydında malik görünen davalı K.. Asfalt…Ltd.Şti’nin, 1479 sayılı Yasanın 63. ve 2918 sayılı Yasanın 3. maddesi kapsamında işleten sıfatının varlığı araştırılarak yöntemince belirlenmesinden sonra karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.