Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/6077 E. 2013/20853 K. 11.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6077
KARAR NO : 2013/20853
KARAR TARİHİ : 11.11.2013

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, Kurum tarafından yersiz tahsil edilen gecikme zammı faizlerinin yasal faiziyle birlikte istirdatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyizi üzerine verilen ek kararla, davacıya gönderilen masraf tamamlama ihtarına rağmen tamamlanmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin temyizinin reddine karar verilmesi ve 19.07.2010 tarihli söz konusu ek kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Ayrıntıları, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.06.2010 tarihli ve 2010-19-286E.; 2010/330K. Sayılı ilamı ile belirtildiği üzere; taraflardan birinin hükmü temyiz ettiğine dair dilekçe sunduktan sonra temyiz harç ve masraflarının yatmadığı anlaşılırsa; Mahkemece yatırılmasına ilişkin muhtıranın tebligat parçasının ihtarat kısmına değil, mahkeme hakiminin sicil ve imzasını içerir usulünce düzenlenmiş muhtıra ile tebliğ edilmesi gerekli olup, bu davada, Mahkemece, davacıya masraf tamamlanmasına ilişkin muhtıranın düzenlenmediği, sadece tebligat parçası üzerindeki ihtarat kısmında belirtildiği anlaşıldığından, davacının masrafları süresinde yatırmaması nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Açıklanan nedenlerle, Mahkemece süre aşımı nedeniyle temyiz itirazının reddine dair 19.07.2010 tarihli ek kararın 6100 sayılı Kanunun geçici 3’üncü maddesindeki atıf gözetilip, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 432/son maddesi gereğince BOZULMASINA;
2-İşin esası yönünden yapılan incelemede;
Davacı işverenin, davalı Kuruma prim borcu nedeniyle belirlenen tutarın tahsili için 6183 sayılı Yasa uyarınca yapılan icra takibinde çıkartılan ödeme emrinde gecikme zammına faiz uygulandığını belirterek bu miktarın iadesine karar verilmesi talebi ile açmış olduğu davanın yasal dayanağı, Mülga 506 sayılı Yasanın 84. maddesi olup, 5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 89. maddesinde paralel düzenleme getirilmiştir.
5510 sayılı Yasanın 89. maddesiyle yeniden getirilen yersiz alınan primlerin iadesi hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen işlemlere uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gibi; gerek Özel Hukuk ve gerekse Kamu Hukuku alanında, kural olarak her Kanun, ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki zamanda meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanır; o tarihten önceki zamana rastlayan olaylara ve ilişkilere uygulanmaz. Bu ilke gereğince davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasanın 84. maddesidir.
Mahkemece, davalı Kurumun zamanaşımı itirazı üzerine, davayı sebepsiz zenginleşmeye dayalı istirdat davası olarak nitelendirerek, Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinde belirtilen 1 ve 10 yıllık zamanaşımının geçtiği kabul edilmiş ise de, davanın yasal dayanağı olan ve özel düzenleme niteliğinde nedeniyle uygulama önceliği bulunan 506 sayılı Yasa’nın 84. Maddesinde, yanlış ve yersiz ödenen primlerin alındıkları tarihten itibaren 10 yıl içinde geri istenebileceği düzenlenmiş olup, mahkemece davada uygulama yeri bulunmayan Borçlar Kanunu’nun ilgili maddesi gereğince uygulama yapılması usul ve yasaya aykırıdır.
Diğer taraftan, davanın yasal dayanağını oluşturan ve yersiz alınan primlerin iadesini düzenleyen 506 sayılı Yasanın 84. maddesine göre, iadesine karar verilen yersiz primlerin geri verilmesinde faiz başlangıcı, pirimin kuruma yatırıldığı tarihi(ödemeyi) takip eden aybaşı olarak belirlenmesi gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, dava konusu her bir icra takip dosyasına davacı tarafından yapılan ödemeye ilişkin tahsilat makbuzları getirilerek, ödeme tarihleri saptanarak bu tarihten itibaren 10 yıllık sürenin geçip geçmediği ve ne miktarda gecikme zammı faizi ödendiği konusunda uzman bilirkişiye tespit ettirilerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açılanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.