YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5697
KARAR NO : 2014/2452
KARAR TARİHİ : 12.02.2014
Mahkemesi : Tokat 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 12.02.2013
No : 2011/671-2013/33
Dava, yersiz ödenen 11.209,56 TL fark aylıkların ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu somut olayda; 20.10.1993 tarihli tahsis istemi üzerine, 570 gün SSK’lı çalışma, 720 gün askerlik borçlanması, 1970-1983 tarihleri arası 2147 sayılı Yasa kapsamında 4.470 gün borçlanma süresi ve 1984-1991 tarihleri arası 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanılan 2.698 günlük yurt dışı süresi olmak üzere toplam 8.458 gün üzerinden 01.11.1993 tarihinden itibaren davacıya yaşlılık aylığı bağlandığı;24.12.2010 tarihinde Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğüne intikal eden 01.12.2010 tarihli TR 4 formülerine göre, davacının 16.02.1970-11.12.1996 tarihleri arası yurt dışında çalışıp sosyal yardım aldığının belirlenmesi üzerine, 28.04.2011 günlü aylık değişiklik kararıyla, kesin dönüşün 11.12.1996 olması nedeniyle ve 2010/103 sayılı Kurum genelgesi uyarınca 01.01.2001 tarihi itibarıyla aylığın yeniden bağlandığı; ayrıca yaşlılık aylığı iptal edilerek, tespit tarihinden geriye doğru 10 yıl gidilmek suretiyle 01.01.2001-18.05.2011 tarihleri arası dönem için 3201 sayılı Yasa farkından kaynaklanan 11.209,56 TL yersiz aylık tahakkuku yapıldığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan dava dosyası içerisinde yer alan 28.04.2011 günlü aylık değişiklik kararında, birikmiş yaşlılık aylığı başlangıcı 01.01.2001 tarihi görünürken, Alman sigorta merciine hitaben yazılan 06.05.2011 günlü kurum yazısında, davacıya 01.01.1997 tarihinden itibaren müstakil yaşlılık aylığı bağlandığı ifade edilmektedir.
Davacı eldeki bu davayla, 01.01.2001-18.05.2011 tarihleri arası dönem için 3201 sayılı Yasa farkından kaynaklanan 11.209,56 TL yersiz aylığın yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiş; Mahkemece, 5510 sayılı Yasanın 96/a bendi uyarınca iptal edilen yaşlılık aylığı ile, yurda kesin dönüş şartının gerçekleştiği tarihe kadarki fark yaşlılık aylıklarının istenebileceğinden bahisle, davanın istem gibi kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin hükmü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
1-Bilindiği gibi 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un 3.Maddesinde yer alan, borçlanma isteminde bulunabilmek için yurda kesin dönüş yapılması gereğini öngören düzenleme, Anayasa Mahkemesi’nin 12.12.2002 günlü, 2000/36 E. 2002/198 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş, 29.07.2003 tarihli 4958 sayılı Yasanın 56. maddesiyle de, 3201 sayılı Yasanın 3. maddesinde bu yönde gerekli düzenleme yapılmıştır. Sıralanan hukuksal çerçeve karşısında, yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının borçlanabilmeleri için yurda kesin dönüş yapma koşulu ortadan kalkmış olmakla birlikte, 3201 sayılı Yasa gereğince borçlanan Türk vatandaşlarına yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için,yurda kesin dönülmüş olması gerekir.
Somut olayda, 24.12.2010 tarihinde Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğüne intikal eden 01.12.2010 tarihli TR 4 formülerinde, davacının 16.02.1970-11.12.1996 tarihleri arası yurt dışında çalışıp sosyal yardım aldığı, Alman sigorta merciine hitaben yazılan 06.05.2011 günlü kurum yazısında da, davacıya 01.01.1997 tarihinden itibaren müstakil yaşlılık aylığı bağlandığı ifade edilirken; 28.04.2011 günlü aylık değişiklik kararıyla, 2010/103 sayılı Kurum genelgesi uyarınca, 8.458 prim gün sayısı üzerinden 01.01.2001 tarihi itibarıyla aylığın yeniden bağlandığının anlaşılması karşısında; 3201 sayılı Yasa uyarınca yapılan borçlanma süresiyle birlikte yaşlılık aylığının yeniden bağlanması için gereken kesin dönüş koşulunun gerçekleştiği tarihin ve bu kapsamda 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılan borçlanma süresiyle yeniden bağlanacak yaşlılık aylığında, aylık başlangıç tarihinin, tereddüte yer bırakmayacak şekilde usulünce yapılacak araştırmayla belirlenmesi gerekir.
2-Bu belirleme sonrası 2147 sayılı Yasaya göre yapılan borçlanmalarda ve aylık bağlamalarda yurda kesin dönüş şartı gerekmediğinden, 01.11.1993 tarihi ile, anılan belirlemeyle tespit edilecek yaşlılık aylığı başlangıç tarihi arasındaki dönem yönünden davalı Kurum’un, 3201 sayılı Yasa’dan kaynaklanan fark aylıkları istirdatı mümkün olacağından; anılan döneme ilişkin olarak çıkarılacak fark aylıkların, davalı Kurum’dan sorularak belirlenmesi gerekir.
Bu kapsamda, davaya 01.01.2001-18.05.2011 devresine ait olduğu belirtilen 11.209,56 TL’lik 3201 sayılı Yasa uygulamasından kaynaklanan fark aylıklar konu edilmiş ise de, anılan dönemde davalı sigortalının 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanma süresiyle birlikte toplam 8458 prim gün sayısı üzerinden aylığının yeniden bağlanmış olması karşısında, kurumca davaya konu edilmek istenen yersiz aylık dönemi ve miktarına ilişkin bu çelişkili durumun davalı Kurumdan sorularak açıklığa kavuşturulması gerekir.
3-Tüm bu belirlemeler yapıldıktan sonra, 5510 sayılı Yasanın 96.maddesi “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren (Değişik ibare:13.02.2011 – 6111 S.K./44.mad) yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, (Değişik ibare:13.02.2011 – 6111 S.K./44.mad) yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır…” hükmünü içermesi karşısında, anılan madde hükmü uyarınca, davalı Kurumca, istirdatı mümkün olan fark yersiz aylık dönemi ile aylık miktarının bulunup bulunmadığı yapılacak inceleme ve araştırmayla saptanmalıdır.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı gerekçelerle karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 12.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.