Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/5678 E. 2014/386 K. 16.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5678
KARAR NO : 2014/386
KARAR TARİHİ : 16.01.2014

Mahkemesi :Silifke 1. Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi :28.12.2012
No :2009/353-2012/906

Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Hükmün, davacı SGK Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Dava; meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya bağlanan gelirin ve yapılan masrafların, davalı işverenden rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesidir.

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447 inci maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı yasanın 316 ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir.

Sözlü yargılama usulünün uygulandığı dönemde zamanaşımı def’i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Ancak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde 319 uncu madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk oturuma kadar zamanaşımı definin ileri sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir.

Somut olayda; Dairemizin 27.04.2009 tarihli onama kararı ile kesinleşen Silifke 2. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 2007/135 E. 2007/200 K. sayılı dosyasında; davacı SGK vekili tarafından davalı aleyhine rücu davası açıldığı, davacı tarafça takip edilmediğinden işlemden kaldırılan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, iş bu davanın ise, 28.07.2009 tarihinde açıldığı ve yeni bir dava olduğu, davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı gibi zamanaşımı definde de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Tüm bu tespitlere göre, davalı tarafça usulünce ileri sürülen zamanaşımı defi bulunmamasına rağmen, yazılı şekilde zamanaşımı nedeniyle davanının reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Kabule göre de; sigortalıya bağlanan gelirin onay tarihi 28.05.2001, dava tarihi ise 28.07.2009 olup, gelir yönünden zamanaşımı süresinin geçmemiş olduğunun gözetilmemesi, tedavi gideri yönünden ise yapılan tedavi giderlerinin sarf tarihinin araştırlmamış olması isabetsizdir.

Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak, elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.