Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/5613 E. 2014/4096 K. 28.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5613
KARAR NO : 2014/4096
KARAR TARİHİ : 28.02.2014

Mahkemesi :İstanbul 5. İş Mahkemesi
Tarihi :28.03.2012
No :2007/410-2012/170
Davacı :İ.. E.. adına Av. H.. T..
Davalılar :1-S.. B.. adına Av. B.. E..
2-S.. K.. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, 01.07.1995-31.12.2000 tarihler arasında davalı işyerinde çalıştığının tespitini talep etmiş olup, Mahkemece, davalı işyerinde yapılan inceleme sonucu tutulan 27.05.2005 tarihli Kurum Raporu esas alınarak, davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır .
Uyuşmazlık, davacının talep konusu dönemde davalı işyerinde fiili olarak çalışıp çalışmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu konuda, Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Somut uyuşmazlıkta, 27.05.2005 tarihli Kurum Raporu’na göre, davalı şirketin 01.07.1995 tarihinde faaliyetine başladığı, çeşitli adreslerde değişik iştigal mevzularında bulunduğu, 10.06.2004 tarihinde Kurum’a başvurarak dosya açtırdığı, 1995- 2002 tarihleri arasında işçilik bildirimlerini 2004 yılında açtırdığı dosya üzerinden bildirmek istediği, yapılan incelemede, geriye yönelik olarak 1995-2002 arası dönemde işyeri kayıtlarının düzenli olarak tutulduğu ancak bu durumun geriye yönelik olarak işçilere sigortalı hizmet kazandırmaya yönelik bir işlem olduğu kanaatiyle davalı şirketin talebinin reddedildiği, Mahkemece de, Kurum Raporuna itibar edilerek aksi aynı nitelikte delillerle kanıtlanabileceği bahisle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Kurum Raporu’nun maddi olguya dayanmadığı gözetilerek 1995 yılından beri faaliyette bulunan davalı işyerinde çalışan işçilere ödemelerin ne şekilde yapıldığı, davalı işyeri tarafından geçmiş dönemde çalışan işçilerin bildirimlerinin Kurum’a neden geç yapıldığı hususları araştırılarak davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla davacının çalışmaları ile ilgili tüm belgeler davalı kurumdan, davacının imzasını taşıyan ücret bordroları, puantaj kayıtları başta olmak üzere davacıya ait tüm işyeri evraklarının işverenden getirtilmeli, iş bu belgelerden sigortalının imzasını içerenler yönünden imzanın davacıya aidiyeti davacı tarafından kabul edilenler ile inkar edilip de aidiyeti ehil bilirkişi incelemesiyle saptananlardan yine davacı tarafından hata-hile-ikrah durumu iddia ve ispat edilemeyenler bakımından, işbu yazılı belgelerin aksi eşdeğerde delillerle kanıtlanması için davacıya delilleri sorulmalı; dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı, tespiti istenen dönemde davalı işyerinde Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Dosyada yer alan bilirkişi raporlarında bahsedilen 27.05.2005 tarih ve 57/KDR:24 sayılı Kurum raporun bir örneği dosya içinde yer almamakta ise de, bir örneğinin dosya içine alınması gerekmektedir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 28.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.