Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/5227 E. 2013/22616 K. 28.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5227
KARAR NO : 2013/22616
KARAR TARİHİ : 28.11.2013

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, davalılardan şirkete ait işyerinde son ay net 1.500,00 TL ücret karşılığında 01.07.1995-28.01.2010 döneminde kesintisiz çalıştığından Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen hizmet süresi ile prime esas kazancının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, davacının, davalı şirkete ait iş yerinde 01.09.1995-28.01.2010 tarihleri arasında kesintisiz ve aralıksız olarak ve (ayda 30 gün üzerinden) tam süreli olarak çalıştığının, prime esas kazanç tutarının 01.09.1995-31.12.2006 tarihleri arasında asgari ücret, 01.01.2007-28.01.2010 tarihleri arasında ise aylık net 1.500,00 TL olduğunun tespitine karar vererek istemi kısmen hüküm altına almıştır.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanununun 79/10. maddesidir. Bu kapsamda hizmet tespitine yönelik davalarda, davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliği dikkate alınarak, ücretinin ve davalı …’na, davalı işveren tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla, prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur.
Davanın niteliği gereği, çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabilmesine karşılık ücretin ispatında bu denli bir serbestlik söz konusu değildir. Çalışma olgusunun her türlü delille kanıtlanması olanağı bulunmakla birlikte; Hukuk Genel Kurulu’nun 2005/21-409 Esas, 2005/413 Karar; 2010/10-481 Esas, 2010/524 Karar ve 2011/10-608 Esas, 2011/649 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
Ücret miktarı HMK’nun Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle HUMK 288. maddesinde (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200.maddesi) belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti
gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle ispatı mümkündür. Yazılı delille ispat sınırın altında kalan miktar içinse tanık dinletilebilir. Tespiti istenen miktar sınırı aşıyor olsa bile varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa da tanık dinletilmesi mümkündür.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında dava konusu somut olayda; Mahkemenin, davacının hizmet tespitine yönelik kabulü yerinde ise de, ücrete ilişkin kabul gerekçesi yeterince tartışılmamış ve mevcut deliller hüküm kurmaya yeterli bulunmamıştır. Bu davalarda işverenin kabulünün dahi tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı göz önünde bulundurularak, asgari ücretin üzerinde ücret tespiti yapılan 01.01.2007-28.01.2010 döneminde davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti için şirket kayıtları incelenmeli, davacıya yazılı delilleri sorulmalı, hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, davacının imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgeler araştırılmalı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Kabule göre de; dava dilekçesindeki talebe göre, hüküm altına alınmayan süre yönünden, avukatla temsil edilen davalılar lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte olan tarife uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi ve kabul ret oranına göre yargılama giderine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan … İnş. Tic. ve San. A.Ş.’ye iadesine, 28.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.