Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/5029 E. 2014/3376 K. 20.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5029
KARAR NO : 2014/3376
KARAR TARİHİ : 20.02.2014

Mahkemesi :Samsun 2. İş Mahkemesi
Tarihi :13.12.2012
No :2009/717-2012/863

Dava, 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık süresinin geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacının, 07.03.1985 tarihli işlemle vergi kaydı esas alınarak aynı tarihten itibaren Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilip, sigortalılığı 07.03.1985 – 31.03.1986, 06.03.1987 – 16.03.1987 ve 12.09.1990 tarihinden itibaren devam ettirilirken, 10.03.2008 tarihli yaşlılık aylığı başvurusu üzerine, sonradan Kurumun yaptığı incelemede 19 Mayıs Esnaf Sanatkarları Odası kaydının usulsüz olduğu gerekçesiyle 12.09.1990 ve sonrasına ilişkin sigortalılığının iptal edildiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 01.10.2008 öncesi uyuşmazlık süresi ile ilgili olarak davanın yasal dayanaklarından olan ve 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24’üncü ve 25’inci maddelerinde kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler, meslek kuruluşuna yazılarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren zorunlu sigortalı sayılmış iken, anılan maddelerde 2229 sayılı Kanun ile yapılan ve 04.05.1979 günü yürürlüğe giren değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, kendi adına ve hesabına çalışma olgusu sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiştir. Daha sonra, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanunla değişik 1479 sayılı Kanunun 24’üncü maddesinin (1) numaralı bendinin (a) ve (h) fıkralarında, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların zorunlu sigortalı kabul edilebilmesi için, esnaf ve sanatkârlar gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar yönünden vergi kaydı, gelir vergisinden bağışık olanlar yönünden kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı bulunma koşulu getirilmiş; anılan madde 22.03.1985 günü yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanunla bir kez daha değiştirilip kapsam genişletilerek, gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar (vergi kaydı bulunanlar) veya esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı bulunanlar ya da kanunla kurulu meslek kuruluşunda usulüne uygun kaydı olanlar zorunlu sigortalı olarak kabul edilmiş, anılan düzenleme 4956 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihine kadar geçerliliğini korumuştur. 4956 sayılı Kanunun 14’üncü maddesiyle değiştirilen hükümle zorunlu sigortalılık kapsamına yalnızca, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar alınmış, gelir vergisinden bağışık tutulanlar yönünden ise Esnaf ve Sanatkâr Sicili ile birlikte aynı zamanda kanunla kurulu meslek kuruluşuna yöntemince kayıtlı bulunma koşulları getirilmiştir. 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi gereğince, hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar ile gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar zorunlu sigortalı sayılırlar.
Davacının, Samsun ili Çarşamba ilçesinde 07.03.1985 – 31.03.1986, 06.03.1987 – 16.03.1987 tarihleri arasında vergiye kayıtlı olduğu; Çarşamba ilçesinde oda veya sicil kaydının bulunmadığı; tuhafiye işi nedeniyle 12.09.1990 tarihinde başlayan 19 Mayıs Esnaf Sanatkarlar Odası kaydının 5362 sayılı Yasa gereği 15.08.2005 tarihinde sonlandırıldığı; 21.11.2006 tarihli dilekçe ile Kuruma başvurarak Bağ-Kur sigortalılığını devam ettirmek istediği görülmüştür.
Kurum müfettişi tarafından yapılan incelemede, oda genel sekreteri Hakan Yangın tarafından, oda yönetim kurulunun toplanmaması nedeniyle başvuru yapanlarla ilgili kararı kendisinin yazıp, yönetim kurulunun isimlerini açarak imzalarının kendisi tarafından atıldığı beyan edilmiştir.
Tanıklar, davacının kendisine ait minibüs ile seyyar olarak ve pazarlarda pazarlama işi yaptığını beyan etmiş olup; Mahkemece, pazarlardaki ticareti nedeniyle belediye, zabıta vs. kayıtlarının varlığı, bunun sonucu olarak da kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasının bulunup bulunmadığı araştırılarak, zorunlu sigortalılık konusunda sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.