Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/4210 E. 2014/1339 K. 27.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4210
KARAR NO : 2014/1339
KARAR TARİHİ : 27.01.2014

Mahkemesi : İstanbul 4. İş Mahkemesi
Tarihi : 12.12.2012
No : 2011/540-2012/885

Davacı, 647 sayılı Yasanın 4-C maddesi kapsamında çalışan sözleşmeli personele 2007/1 ay ile 2007/8. aylar arasında ödenen fazla çalışma ücretleri nazara alınarak Kurumca tahakkuk ettirilen prim, işsizlik primi ve gecikme zammı işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı, uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 4958 sayılı Kanunun 36. maddesi ile değişik 77. maddesi olup, anılan maddede; “Sigortalılarla işverenlerin bir ay için ödeyecekleri primlerin hesabında:
a)Sigortalıların o ay için hakettikleri ücretlerin,
b)Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan sigortalılara o ay içinde ödenenlerin,
c)İdare veya kaza mercilerince verilen karar gereğince (a) ve (b) fıkralarında yazılı kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamı esas alınır.
Şu kadar ki, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, yolluklar, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, aynî yardımlar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca miktarları yıllar itibariyle belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarının tespitinde nazara alınmaz. Bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime tabi tutulur…” denilmektedir. “Bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime tabi tutulur” bölümü, 4958 sayılı Kanun ile anılan maddenin ikinci fıkrasına son cümle olarak eklenmiştir.
Görüldüğü gibi, anılan madde hükmünde hangi kazançların prim hesabına esas alınamayacağı sayma yöntemiyle belirlenmiş olup, Türk pozitif hukukunda egemen olan kurala göre, ayrık hükümler genişletici değil, daraltıcı yoruma tabidirler ve anılan kural, 23.05.1960 tarihli 11/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulanmıştır.
Fazla çalışma ücreti ödemelerinin dayanağı olan ve ihtilaf konusu dönemde yürürlükte bulunan 5429 sayılı Türkiye İstatistik Kurumu Kanununun 49. maddesinin 3. fıkrasında, “657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (C) fıkrasına göre sözleşmeli olarak çalıştırılacak geçici personele, bu Kanunun 45 inci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında verilecek fazla çalışma ücreti, 15-11 inci dereceden aylık alanlar için tespit edilen tutar kadar ödenir.” hükmüne, 45. maddenin son fıkrasında, “Başkanlık merkez ve taşra teşkilâtı kadrolarında çalışan (kadro karşılığı çalışan sözleşmeli personel dâhil) memurlara 10.10.1984 tarihli ve 3056 sayılı Kanunun 31 inci maddesinde yer alan fazla çalışma ücreti aynı esas ve usûllere göre ödenir.” hükmüne, 3056 sayılı Kanunun 31. maddesinde de “Başbakanlık Merkez Teşkilatı kadrolarında çalışan memurlara (Başbakanlık Basımevi Döner Sermaye İşletmesi kadrolarında çalışanlar dahil) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda belirtilen en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil);
a) 15 ila 11 inci derecelerden aylık alanlara %20’sini,
b) 10 ila 7 nci derecelerden aylık alanlara %25’ini,
c) 6 ila 4 üncü derecelerden aylık alanlara %30’unu,
d) 3 ila 1 inci derecelerden aylık alanlara %35’ini,
geçmemek üzere Başbakanlıkça tespit edilecek usul ve esaslar çerçevesinde her ay aylıkla birlikte, gelir vergisine tabi olmaksızın, peşin olarak fazla çalışma ücreti ödenir.” hükmüne yer verilmiş, 49. maddenin 3. fıkrasında 11.10.2011 tarihli ve 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan düzenlemede ise, yapılacak ödemelerin damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulamayacağı belirtilmiştir.
Anılan yasal düzenlemelerde, ihtilaf konusu dönemde davacı işveren tarafından sigortalılara yapılan fazla çalışma ödemelerinin prime esas kazanca dahil olmadığına yönelik bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan ödemelerin ayni yardım niteliğinde olmadığı ve prim hesabına esas alınmayacak kazançlar kapsamına girmediği açıktır. Hal böyle olunca, ihtilaf konusu dönemde davacı işveren tarafından çalışanlara ödenen fazla çalışma ücretlerinin prime esas kazanca dahil olduğu gözetilerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.