Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/3063 E. 2013/21286 K. 15.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3063
KARAR NO : 2013/21286
KARAR TARİHİ : 15.11.2013

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, Kuruma dava dışı şirketin prim borcundan sorumlu olmadığının tespiti ile bu borç sebebiyle hususi aracına konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, kararında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı avukatının sair, davalı Kurum avukatının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Davacı, dava dışı … Mermer San. ve Tic. A.Ş.’nin Kuruma olan 2003/6- 2004/ 5. aylar arası prim borçları nedeniyle, anılan şirkette 12.04.2003-23.12.2003 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığından bahisle bu dönem dışındaki borçtan sorumlu olmadığının tespiti ile aynı borç nedeniyle hususi aracına konulan haczin kaldırılması istemi ile dava açmıştır.
Mahkemece, davacının 24.06.2003- 23.07.2003 arası dönemde yönetim kurulu üyesi olduğu nedenle, bu dönem açısından borçtan sorumlu olduğunun tespiti ile, bunun dışındaki dönemden sorumlu olmadığının tespitine; haczin kaldırılmasına yönelik talep yönünden ise davacı adına düzenlenmiş bir ödeme emrinin bulunmadığı, bu nedenle haczin, 6183 sayılı Yasanın 13. maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz olarak nitelendirilebileceği, aynı Kanunun 15. maddesi uyarınca da haczin tebliğinden itibaren 7 gün içinde iptal davası açılması gerektiği, ancak davacının 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açtığından bahisle talebin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin davacının sorumlu olduğu dönemi belirlemeye yönelik değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Haczin kaldırılmasına yönelik değerlendirmesi açısından ise; haciz işleminin 6183 sayılı Yasanın 13.maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz olarak değerlendirilebilmesi için yasada anılan şartlara haiz olması gerekmektedir.
Yasanın 13.maddesine göre; “ihtiyati haciz aşağıdaki hallerden herhangi birinin mevcudiyeti takdirinde hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun karariyle, haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre, derhal tatbik olunur:
1. 9 uncu madde gereğince teminat istenmesini mucip haller mevcut ise,
2. Borçlunun belli ikametgahı yoksa,
3. Borçlu kaçmışsa veya kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimalleri varsa,
4. Borçludan teminat göstermesi istendiği halde belli müddette teminat veya kefil göstermemiş yahut şahsi kefalet teklifi veya gösterdiği kefil kabul edilmemişse,
5. Mal bildirimine çağrılan borçlu belli müddet içinde mal bildiriminde bulunmamış veya noksan bildirimde bulunmuşsa,
6. Hüküm sadır olmuş bulunsun bulunmasın para cezasını müstelzim fiil dolayısiyle amme davası açılmış ise,
7. İptali istenen muamele ve tasarrufun mevzuunu teşkil eden mallar, bu mallar elden çıkarılmışsa elden çıkaranın diğer malları hakkında uygulanmak üzere, bu kanunun 27, 29, 30 uncu maddelerinin tatbikını icabettiren haller varsa” ihtiyati haciz uygulanmaktadır.
Somut olayımızda yukarıda bahsedilen şartların hiçbirinin oluşmadığı ve aynı zamanda davacının kamu borçlusu da olmadığı anlaşıldığından hakkında ihtiyati haciz müessesesinin uygulanmasının söz konusu olamayacağının göz önüne alınmaması isabetsizdir.
Yukarıda belirtilen yasal ve maddi olgular dikkate alınmaksızın karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 15.11.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.