Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/2979 E. 2014/4646 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2979
KARAR NO : 2014/4646
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

Mahkemesi :Ankara 9. İş Mahkemesi
Tarihi :20.12.2012
No :2012/380-2012/1103

Dava, yaşlılık aylıklarının ve bunlara ilişkin faizlerini iadesine ilişkin Kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığnıın tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı SGK Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Uyuşmazlığın yasal dayanağı; 5277 sayılı 2005 Mali Yılı Bütçe Kanununun 25. maddesinin (f) fıkrasının ikinci ve üçüncü paragrafları ile 5335 sayılı Yasanın 30/2. maddesidir. 01.01.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5277 sayılı Bütçe Kanununun 25. maddesinin (f) fıkrasının ikinci ve üçüncü paragrafları “…Her hangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin %50’sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda her hangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar. Diğer kanunların emeklilik veya yaşlılık aylığı almakta iken emeklilik veya yaşlılık aylıkları ve/veya diğer tazminatları kesilmeksizin atanmaya, çalıştırılmaya veya görevlendirilmeye izin veren hükümleri ile, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun ek 11. maddesine göre alınmış Bakanlar Kurulu kararları 2005 yılında uygulanmaz.” düzenlemesini içermektedir.
Bütçe Kanunu ile yapılan bu düzenleme sonrasında kanun koyucu; bütçe kanunlarına bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamayacağına ilişkin Anayasa’nın 161. maddesi hükmünü gözeterek, bütçe kanunlarında yer almaması gereken hükümlerin temizlenmesi amacıyla çıkardığı 27.04.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 29. maddesinin (c) bendi ile; 5277 sayılı Kanunun 25. maddesinde yer alan hükmü yürürlükten kaldırmış, ancak, aynı düzenlemeyi anılan kanunun 30. maddesi ile yeniden getirmiş ve bu madde 27.04.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Diğer taraftan, 5277 sayılı Kanunun 25. maddesinin Anayasaya aykırılığı iddiası ile açılan dava sonucunda, 28.12.2005 gün 2005/146-105 sayılı kararla; anılan maddenin (f) fıkrasının ikinci ve üçüncü paragraflarının Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş, aynı yönde yapılan başka bir başvuru üzerine de anılan mahkemenin 29.11.2005 gün 2005/6-93 sayılı kararı ile 5277 sayılı Yasanın 25. maddesinin (f) fıkrasının, 21.4.2005 günlü 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 29. maddesinin (c) fıkrasıyla yürürlükten kaldırıldığına ve 25. maddenin (f) fıkrasına yönelik Anayasaya aykırılık iddiasına ilişkin konusu kalmayan istemler hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş, aynı düzenlemeyi içeren 5335 sayılı Kanunun 30. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarının Anayasaya aykırılığı iddiasıyla açılan dava sonucunda ise 03.04.2007 gün 2005/52 Esas 2007/35 Karar sayılı hükümle, anılan kanun maddesinin Anayasaya aykırı olmadığına ve iptal isteminin reddine karar verilmiştir.
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 105. maddesinde sayılan uygulanmayacak hükümler arasında 5335 sayılı Kanunun 30. maddesinin yer almaması, Anayasanın 153. maddesinin “iptal kararları geriye yürümez” hükmünü içermesi karşısında; her hangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanların, bu aylıkları kesilmeksizin her hangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılmayacakları ve görev yapamayacaklarına dair düzenlemenin 01.01.2005 tarihinden başlamak suretiyle yürürlükte olduğu belirgindir. Anılan yasal düzenlemeye aykırı biçimde çalışılması durumunda; çalışanların, fiilen çalıştıkları dönemdeki emeklilik veya yaşlılık aylıklarının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kesilmesi ve yersiz aylıkların istirdadı gerekir. Nitekim, Hukuk Genel Kurulu’nun 27.05.2009 gün ve 2009/21-168 E., 2009/218 K.; 01.12.2010 gün ve 2010/10-586 E., 2010/615 K.; 06.04.2011 gün ve 2010/21-726 E., 2011/68 K. ve 05.10.2011 gün ve 2011/10-476 E., 2011/584 K., 21.03.2012 gün ve 2012/10-20 E., 2012/235 K. sayılı kararlarında da aynı ilke benimsenmiştir.
Eldeki somut olayda; 506 sayılı Yasa kapsamında 15.08.2002 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı aldığı, Oltu Belediye Başkanlığının, davacının 24.05.2005 tarihine kadar sosyal güvenlik destek primi kesintisine istinaden çalıştığını belirtmesi üzerine Kurumun davacının yaşlılık aylığını 01.01.2005 tarihi itibariyle keserek, 01.01.2005 – 20.03.2012 tarihleri arası ödenen aylıkları yersiz kabul ederek borç tahakkuk ettirdiği, davacının hizmet döküm cetvelinde, 2004/5 -2005/4 dönemlerinde 3326.25/01 işyeri sicil numaralı işyerinden, 2005/8 ayı ile 28.01.2006 tarihi arasında 500021.06.02 işyeri sicil numaralı işyerinden 06.05.2006 – 31.12.2006 tarihleri arasında 1010495.2501. işyeri sicil numaralı işyerinden, 08.03.2001 – 31.05.2011 tarihleri arasında 1029317.25.01 işyeri sicil numaralı işyerinden bildirimler yapıldığı, bildirim yapılan işyerlerinin işverenlerinin, dosya kapsamından. açık ve net olarak tespit edilemediği görülmüştür.
Mahkemece, 01.05.2005 tarihinden sonra Oltu Belediye Başkanlığında çalışması olmaması nedeniyle 01.01.2005 – 01.05.2005 tarihleri arasında ödenen yaşlılık aylıklarının yasal faizi ile tespit eden bilirkişi raporuna istinaden davacının 31.03.2012 tarihi itibariyle 1.923,85 TL asıl alacak, 1.401,62 TL faiz olmak üzere toplam 3.325,47 TL davalı kuruma borcu bulunduğu anlaşılmakla davalı Kurumun davacının 01.05.2005 tarihinden sonraki aylıklarını iptal eden Kurum işleminin iptaline yönelik davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece, kurulan hüküm eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır. Şöyle ki; davacının 01.01.2005 – 31.05.2011 tarihleri arasındaki çalışmalarının geçtiği 4 adet işyerinin işverenleri tespit edilip, 5335 sayılı Yasanın 30/2. maddesi kapsamındaki işverenlere ait işyeri olup olmadığı, davalı kurumdan sorulup, gerekirse, işverenlerin ilgili ticaret sicil memurluklarındaki kayıt ve ortaklık yapıları araştırılıp, irdelenmemiştir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.