Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/2963 E. 2014/2106 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2963
KARAR NO : 2014/2106
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

Mahkemesi :İzmir 3. İş Mahkemesi
Tarihi :22.11.2012
No :2010/342-2012/670

Dava, davacının eksik hesaplanan yaşlılık aylığı miktarının tespiti ve aylık farklarının tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları yönünden ise;

Davanın yasal dayanağı tahsis tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasanın 61, Ek 34 ve Ek 35. maddeleridir. 61. maddede, “yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanan sigortalıya, bu Kanuna göre tespit edilen göstergesinin katsayı ile çarpımının %60’ı oranında ve aşağıdaki hükümler nazara alınarak yaşlılık aylığı bağlanır.

A) Yaşlılık Aylığı:

a) Sigortalının kadın ise 50, erkek ise 55 yaşından sonra doldurduğu her tam yaş için ve 5 000 günden fazla ödediği her 240 günlük malüllük yaşlılık ve ölüm sigortaları primi için % 60 oranı (1)’er artırılarak.

b) (Değişik: 11/12/1981-2564/2 md.) Sigortalının, 5 000 günden noksan ödediği her 240 günlük malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi için % 60 oranı 1 eksiltilerek, hesaplanır.

c) (Değişik: 11/12/1981-2564/2 md.) Yukarıdaki (b) fıkrası hükmü, 60 ıncı maddenin (B-C-D) bentlerine göre aylığa hak kazananlar için uygulanmaz.

Bu maddeye göre bağlanacak aylıkların oranı, her halde % 85’i geçemez.

B) Yaşlılık aylığının hesabına esas alınacak gösterge, sigortalının işten ayrıldığı tarihten önceki malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödenmiş son 5 takvim yılının prim hesabına esas tutulan kazanç tutarlarına göre bulunacak ortalama yıllık kazanç esas alınarak tespit edilir.

5 takvim yılından daha az takvim yılında prim ödemiş olan sigortalı için ortalama yıllık kazanç, prim ödediği takvim yılları esas alınmak suretiyle hesaplanır. …” hükmüne yer verilmiş, Ek 34. maddede, “malullük, yaşlılık ve ölüm aylıklarının hesabına esas alınacak üst gösterge, sigortalının işten ayrıldığı veya öldüğü tarihten önceki malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödenmiş son on takvim yılının prim hesabına esas tutulan kazanç tutarlarına göre bulunacak ortalama yıllık kazanç esas alınarak tespit edilir.” düzenlemesine yer verilerek, Ek 35. maddede ise, üst gösterge tablolarının tavan göstergesine göre hesaplanacak aylıkların aylık bağlama oranının % 50 olduğu belirtilmiştir. Anılan maddenin 2. fıkrası ile üst gösterge tablosunun tavan göstergesi ile gösterge tablosunun tavan göstergesi arasında bağlanacak aylıklarda aylık bağlama oranını belirleme yetkisi Bakanlar Kuruluna verilmiştir. Bakanlar Kurulunun 1987/11994 sayılı Kararında üst göstergelerin taban aylık bağlama oranı % 50 olarak belirlenmiş olup, bilahare 1992/2607 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile üst gösterge tablosunda her bir göstergenin taban aylık bağlama oranı ayrı ayrı olmak üzere % 50 ila % 59,9 arasında belirlenmiştir.

Somut olayda, 01.11.1959 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasaya tabi 11845 gün sigortalılığı bulunan davacıya, bu hizmeti üzerinden 01.03.1998 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı tahsis edildiği, davacının yaşlılık aylığının eksik hesaplandığı gerekçesiyle yeniden hesaplanmasını talep ederek dava açmış olduğu anlaşılmaktadır.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, Kurumca aylık mukteza tablosuna göre 1983 yılındaki hizmet süresi 240 gün olarak kabul edildiği halde, aylık miktarının tespitinde esas alınmayan 120 günlük çalışma süresi de esas alınarak aylık bağlama oranı belirlenerek aylık tutarının tespit edildiği, Kurumdan son olarak celp edilen hizmet dökümünde ise, 1983 yılına ait çalışmaların 240 gün olduğu anlaşılmakla, anılan rapor hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Hal böyle olunca, Mahkemece öncelikle, davacının tüm sicil dosyası celp edilerek, Kurumdan eski tarihli hizmet dökümlerinde 1983 yılındaki çalışma süresinin 360 gün iken aylık mukteza tablosunda 240 gün olarak esas alınmasının ve son olarak celp edilen hizmet dökümlerindeki bu çelişkinin sebebi sorularak, gerekirse davacıya ihtilaf konusu olan 1983 yılına ait 120 günlük çalışmaların tespiti yönünde dava açması için süre verilerek, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda alanında uzman bilirkişi yada bilirkişi heyetinden, aylık bağlama tarihinde yürürlükte bulunan yasal mevzuat gereği, aylık bağlama oranlarını belirten, başlangıçtaki aylık tutarını tespit eden, Kurumca bağlanan aylıkla karşılaştırılarak, fark bulunması halinde gerekçeli ve ayrıntılı olarak sebebini açıklayan rapor alınıp irdelenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.