Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/2779 E. 2014/4134 K. 28.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2779
KARAR NO : 2014/4134
KARAR TARİHİ : 28.02.2014

Mahkemesi : Kınık Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 30.10.2012
No : 2008/146-2012/155
Davacı : A.. A.. adına Av. M.. B..
Davalılar : 1-S.. K.. Başkanlığı adına Av. H..A..K..
2-K.. K… G.. San. A.Ş. adına Av. O.. T..
3-S.. G.. San. Tic. Ltd. Şti. adına Av. İ.. T..

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
Davacı, 01.7.2002-01.10.2008 tarihleri arasında bildirilen süreler dışında 2118 gün daha davalı şirketlerde geçen çalışmalarının tespitini talep etmiş, mahkemece davacının, davalı şirketlerde 10.10.2003-02.10.2008 tarihleri arasında asgari ücretle toplam 1661günlük çalışmasının kuruma bildirilmediğinin tespitine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere , “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar , kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; Davacının, talep konusu dönemde kesintisiz olarak davalı işyerlerinde çalışıp çalışmadığı noktasında; Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; davacının çalışmaları ile ilgili tüm belgeler davalı kurumdan; puantaj kayıtları ve ücret tediye bordrolarının asılları işverenden getirtilmeli, iş bu belgelerden sigortalının imzasını içerenler yönünden imzanın davacıya aidiyeti davacı tarafından kabul edilenler ile inkar edilip de, aidiyeti ehil bilirkişi incelemesiyle saptananlardan, yine, davacı tarafından hata-hile-ikrah durumu iddia ve ispat edilemeyenler bakımından, işbu yazılı belgelerin aksi eşdeğerde delillerle kanıtlanması için, davacıya delilleri sorulmalı, dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Kabule göre de; 18.1.1987 doğumlu davacının, 10.10.2003 tarihinde henüz 18 yaşını doldurmamış olduğu, buna göre de; 506 sayılı Yasanın 60/G maddesinde yer alan, “18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm Sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm Sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dâhil edilir.” Düzenlemesinin gözetilmemesi, isabetsizdir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davalı Kurum ve işveren vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan K.. K… G.. San. A.Ş. ve S.. G.. San. Tic. Ltd. Şti.’ne iadesine, 28.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.