Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/2633 E. 2013/21990 K. 20.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2633
KARAR NO : 2013/21990
KARAR TARİHİ : 20.11.2013

Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı adına, davalı işyerinden verilen 4 adet işe giriş bildirgesinin, Kuruma kesintili bildirilen hizmetlerinin ve ihtilaf konusu dönemi kapsar şekilde dava dışı işyerlerinden bildirilen çakışan hizmet süresinin bulunduğu anlaşılmakta olup, 15.10.1999-17.03.2008 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmaların tespiti istemine ilişkin davada, mahkemece, davacının birden fazla işe giriş bildirgesinin neden verildiğini yazılı delil ile ispatlayamadığı, dinlenen tanıkların beyanlarının birbiriyle örtüşmediği ki yerleşik içtihatlara göre tanık deliline dayanarak karar verilemeyeceği, bu halde davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda; Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79. maddesinin onuncu fıkrası olup, anılan Kanunun 6. maddesinde yer alan, sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği yönündeki düzenleme ile anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi göz önünde bulundurulduğunda, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davaların kamu düzeni ile ilgili olduğu ve özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri gerektiği açıktır. Bu bağlamda, hak kayıpları ile gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi ve temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde mahkemece kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanması gerekmektedir.
Dosya kapsamına göre; ihtilaf konusu dönemde davalı işveren tarafından 4 adet işe giriş bildirgesi verildiği ancak Mahkemece işe giriş bildirgeleri üzerinde imza incelemesi yaptırılmadığı anlaşılmıştır.
Şu halde, Mahkemece; öncelikle dosyada mevcut 15.06.2001, 22.03.2003 ve 17.06.2005 tarihli işe giriş bildirgelerindeki imzaların davacıya aidiyeti yönünden imza incelemesi yaptırılmalı, davalı işyerinin özel işyeri olduğu da gözetildiğinde, hizmet tespiti davasının her türlü delille ispatlanmasının mümkün olduğu, davacının işverenin kendisinden 4-5 kez imza aldığı ve işe giriş çıkış yapmış gibi gösterdiği yönündeki iddiası üzerinde durulmalı, davacı tarafından işverene karşı işçi alacaklarına ilişkin olarak dava açılıp açılmadığı araştırılarak böyle bir dava varsa incelenmeli, bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği, ya da, bildirim dışı kaldığı hususu, gereğince araştırılmalı, toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.