Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/25244 E. 2014/2505 K. 12.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25244
KARAR NO : 2014/2505
KARAR TARİHİ : 12.02.2014

Mahkemesi : Bodrum 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 10.02.2012
No : 2003/481-2012/134

Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya bağlanan gelirin ve yapılan masrafların davalı işverenden rücuan tahsili istemiyle açılan eldeki davada Mahkemece, tefhim olunan kısa kararda “Davanın kısmen kabulüne, 22.592,21 TL rücuan tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bu miktardan gelir peşin değeri 22.340,35 TL ye 24/02/2003 tarihinden, geçici iş görmezlik ödeneği 237,16 TL’ye 25/08/2001 tarihinden, sağlık kurulu raporu gideri 14,70 TL ye 25/10/2002 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,” karar verilmiş iken, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise “Islah edilmiş davanın KISMEN KABULÜNE, a-ihbar tazminatı net 549,29 TL’nin 100,00 TL ‘nin dava taihi olan 02.12.2008 tarihinden, 449,29 TL’nin ise ıslah tarihi olan 27.09.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ilebirlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b-Fazla çalışma ücreti net 658,33 TL’nin 100,00 TL’nin dava tarihi olan 02.12.2008 tarihinden, 558,33 TL’nin ise ıslah tarihi olan 27.09.2011 tarihinden itibaren,bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-Genel Tatil Ücreti net 199,98 TL’nin 100,00 TL’nin dava tarihi olan 02.12.2008 tarihinden, 99,98 TL’nin ise ıslah tarihi olan 27.09.2011 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa, son oturumda tefhim edilen kısa kararın gerekçeli karara aykırı olduğu yukarıda belirtildiği gibi zaptın ve kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Öte yandan, konuyla ilgili 10.4.1992 günlü ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 12.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.