Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/25207 E. 2014/2414 K. 12.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25207
KARAR NO : 2014/2414
KARAR TARİHİ : 12.02.2014

Mahkemesi : Ankara 10. İş Mahkemesi
Tarihi : 17.01.2013
No : 2011/764-2013/16

Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün tarafların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin
süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki tarar tespit edildi.
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. (HMK 27.) maddesi hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, mahkeme, tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan, davetin ve bunun yazım şeklinin, (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür. Asıl olan, tarafların huzurunda yargılamanın yürütülmesi olmakla birlikte, hukuk mahkemelerinde, taraflar yargılamaya katılmasalar bile, mutlaka duruşmadan haberdar edilmelidirler. Duruşmaya gelinmese dahi, ilgilinin yokluğunda davaya devam edilip karar verilmesine usulün olanak tanıdığı hallerde; açıklanan biçimdeki uyarıyı taşıyan davetiyenin tebliğ edilmesinden ve yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması gereklidir. Değinilen işlemleri nedeniyle tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemidir. Bu nedenle tebliğ ile ilgili 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri tamamen şeklidir. Kanunun amacı, tebliğin muhatabına ulaşması, konusu ile ilgili olarak kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususun belgeye bağlanmasıdır. Hal böyle olunca, kanun hükümlerinin tüm ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur.
Dava dilekçesi, davalı şirkete 7.7.2011 tarihinde ” Ö.. C.. mahallesi, S.. Sokak, No: … Kurtuluş/ Ankara ” adresinde, muhatabın tatilde olması nedeniyle,
TK 21/1. maddeye göre tebliğ edilmiştir. Tebliğ tarihi itibariyle davalı şirketin Ticaret Sicil Memurluğu’ndaki adresinin ise ”Ç.. Mah. O.. Sokak, No:… Kurtuluş/Çankaya ” olduğu ve adreste bulunmama halinde; davalının tüzel kişi olduğu gözetilerek, Ticaret Sicil Memurluğu’ndaki adrese TK 35. maddeye göre tebligat yapılması gerekir.
Dava dilekçesi davalıya usulünce tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmadan ve davalıya savunma hakkı verilmeden yargılamaya devam olunarak davanın esasına girilip, karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, sair yönler incelenmeksizin taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 12.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.