YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25089
KARAR NO : 2014/473
KARAR TARİHİ : 17.01.2014
Mahkemesi : İstanbul 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 11.10.2012
No : 2011/84-2012/833
Dava, kesilen yaşlılık aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin ve prim borcu bulunmadığının tespiti ile aksine Kurum işlemlerinin iptali istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacıya, 17.05.1976 – 19.09.1996 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalı süreleri nazara alınarak 01.10.1996 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmıştır. Davalı Kurum iç denetimleri sırasında, aralarında davacının da bulunduğu bir kısım sigortalıların bilgisayar kayıtlarına gerçek ve fiili ödemeye dayanmayan prim yüklemeleri yapılarak, prim borçlarının bilgisayar ortamında silindiğinin tespit edildiği ve yaşlılık aylıklarının başlangıç tarihi itibariyle iptal edildiği anlaşılmaktadır. Davacı, kesilen yaşlılık aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin ve prim borcu bulunmadığının tespitine, aksine Kurum işlemlerini iptaline karar verilmesini istemiş, Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin ilk karar Dairemizin 16.12.2010 tarih 12568 / 16691 sayılı ilamı ile “…davalı Kurum çalışanları hakkında açılan ve derdest olduğu belirtilen ceza dava dosyası celbedilmesi, prim borcu bulunduğu iddia edilen dönemde kendi nam ve hesabına bağımsız çalışması ve Bağ-Kur sigortalılığının araştırılması, ilgili Kurum çalışanlarına elden prim ödemesi yapıp yapmadığı hususu davacıdan sorularak göstereceği delillerin toplanması, prim ödemelerinin fiili ve gerçek olup olmadığının tespit edilmesi…” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda “…12 adet prim ödemeleri hesaptan çıkartılmadan önce bir prim borcu bulunmadığı, fakat prim ödemeleri hesaptan çıkarıldıktan sonra borç tahakkuk ettiği hususunun bildirildiği, böylece eğer bu primlerin gerçekten Kuruma ödenmiş olduğu ve yine Kurumun memuruna itimat ederek ödenme durumunun bulunduğu hususunda tam kanaat geldiği…” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, davacının denetime bağlı iptal öncesi kayden prim borcunun bulunmadığı açık olup, uyuşmazlık davacının fiilen zorunlu sigortalılık primlerini ödeyip ödemediği hususunda toplanmaktadır. Davacının da aralarında bulunduğu bir kısım sigortalılar hakkında Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2005/50302 Soruşturma ve 2009/339 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında prim ödemelerinin arşivde bulunduğu ve şüpheliler tarafından ibraz edildiği belirtilmiş ise de getirtilen dosya da davacının prim ödemesine ilişkin herhangi bir makbuza rastlanmamıştır. Davacının primleri ödemek için Kuruma gittiği yönündeki soyut tanık beyanları dışında da primlerin gerçekten ödendiğine dair delil bulunmamaktadır. Bu nedenle; kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda belirtilen ve ibraz edildiği bildirilen makbuzlar araştırılarak, makbuzların varlığı halinde davanın şimdiki gibi kabulüne; makbuzların bulunmadığının anlaşılması ve başkaca delil de ibraz edilememesi halinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yöneleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.