Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/25050 E. 2014/9484 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25050
KARAR NO : 2014/9484
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

Mahkemesi : Zonguldak 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 01.10.2013
No : 2012/505-2013/475

Rucüan tazminat istemli davanın yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle isteğin kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılar Avukatlarınca istenilmesi ve davalı TTK Genel Müdürlüğü Avukatınca duruşma istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 29.04.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı adına Av. S. K. ile karşı taraf adına Av. G. B. ve temyiz eden davalı şirket adına Av. F.. P.. geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava; 17.05.2010 tarihli iş kazasında ölen sigortalının hak sahibine bağlanan gelirlerden oluşan Kurum zararının tazmini istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesidir. Anılan maddenin birinci fıkrası hükmü, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşulları düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı rücuan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır.
Davalı TTK’ya ait maden ocağında meydana gelen grizu patlaması sonucu oluşan iş kazasında Y. Tek İnş. San. ve Tic. A.Ş. işçilerinin vefat ettiği, TTK işçilerinin yaralandıkları, hak sahiplerince Zonguldak 1. İş Mahkemesinin 2010/420 Esas sayılı tazminat davasında alınan ve Y. Tek İnş. San. Ve Tic. A.Ş.’ni %70, TTK’yı %30 oranında kusurlu bulan kusur raporu hükme esas alınarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Sigortalının hak sahipleri tarafından, açılan tazminat davasında alınan kusur oranları kesinleşmemiş olup, Mahkemece her hangi bir kusur raporu aldırılmaksızın sigortalının açtığı tazminat davasında aldırılan kusur raporu esas alınarak karar verilmiş, olması isabetsiz bulunmuştur.
Aynı olay nedeniyle tarafların kusur oran ve aidiyetleri bakımından çelişkili kararların verilmesi olasılığının ortadan kalkması, hak ve adalet kurallarına aykırı bir sonuç ortaya çıkmaması, yargıya olan güvenin sarsılmaması yönü gözetilerek, sigortalının hak sahipleri tarafından, açılan tazminat davasının kesinleşip kesinleşmediği, olayda yaralanan ve ölen diğer sigortalılar hakkında yapılan sosyal sigorta yardımlarının tazmini amacıyla davacı Kurum tarafından açılan başka rücu davalarının olup olmadığı, ilgili dosyalarda tarafların kusur oran ve aidiyetlerinin kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilip, zararlandırıcı sigorta olayındaki kusur oran ve aidiyetleri konusunda varsa çelişkinin giderilmesi hususunda işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda uzman olan bilirkişi heyetinden oluşa uygun kusur raporu alınmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalılar avukatı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.