YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25036
KARAR NO : 2014/696
KARAR TARİHİ : 20.01.2014
Mahkemesi :Ankara 10. İş Mahkemesi
Tarihi :07.09.2012
No :2012/349-2012/774
Dava, hizmet cetvelinde yer alan 2006 yılına ait çalışmaların davacıya ait olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine , temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, 01.04.2006 tarihinde 1 gün süreyle davalı işveren M.. A.. ve 01.04.2006-2006/9 tarihler arası 180 gün diğer davalı O.. Ö.. yanında görünen çalışmaların kendisine ait olmadığını belirterek söz konusu çalışmaların iptalini talep ettiği eldeki davada, davacının M.. A..’a ait işyerinden 01.04.2006 tarihinde verilmiş, davacı yanca imzalı işe giriş bildirgesinin bulunduğu ayrıca hizmet cetvelinde de, talep konusu tarihlerde davalı işverenlerce hizmetinin bildirildiği, davalılara ait Kurumca gönderilen aylık prim ve hizmet belgesinde hizmet cetveliyle uyumlu davacının adının yer aldığı, Mahkemece de, dinlenen tanık beyanları doğrultusunda kabul yönünde hükme ulaşıldığı anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır .
Uyuşmazlık, Kuruma bildirimi yapılan talep konusu dönemlerde davalı işyerlerinde geçen çalışmaların davacıya ait olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu konuda, Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Davacı tarafça imzalı , davalı M.. A.. tarafından verilen 01.04.2006 tarihli İşe giriş bildirgesi bulunmakla imzanın davacıya aidiyeti hususunun araştırılması, davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla davacının çalışmaları ile ilgili tüm belgeler davalı kurumdan, davacının imzasını taşıyan ücret bordroları, puantaj kayıtları başta olmak üzere davacıya ait tüm işyeri evraklarının, her iki işverenden de getirtilmesi, iş bu belgelerden sigortalının imzasını içerenler yönünden imzanın davacıya aidiyeti davacı tarafından kabul edilenler ile inkar edilip de aidiyeti ehil bilirkişi incelemesiyle saptananlardan yine davacı tarafından hata-hile-ikrah durumu iddia ve ispat edilemeyenler bakımından, işbu yazılı belgelerin aksi eşdeğerde delillerle kanıtlanması için davacıya delilleri sorulmalı, dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsam, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.