YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/24759
KARAR NO : 2014/7774
KARAR TARİHİ : 03.04.2014
Mahkemesi : Bursa 4. İş Mahkemesi
Tarihi : 09.10.2013
No : 2011/331-2013/637
Dava, davalılardan işverene ait olan işyerinde … plakalı araçta 20.09.2002-15.03.2007 tarihleri arasında taksi şoförü olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmda belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını isteyen davalı işveren vekilinin (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesinde yer alan 1086 sayılı Yasanın temyize ilişkin hükümlerinin uygulanmasının gerektiğine ilişkin düzenleme gereğince) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesine göre; sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında dava konusu somut olayda; Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Davalı tarafça, davacının yanında şoför olarak çalışmadığı ve davaya konu aracı davacının kardeşi O. S.’ın 01.04.1998 tarihinde kiraladığı iddiası karşısında aracın ihtilaflı dönemde tam olarak kim tarafından kullanıldığı hususları araştırılmalı, davacının, Şoförler ve Otomobilciler Odasında kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, Emniyet Amirliği araştırması ve dinlenen tanık beyanları doğrultusunda davacının 2006 yılında 7-8 ay kadar otogardaki taksi durağında davalıya ait diğer plakalı araç ile çalıştığı hususu tespit edilmiş ise de otogardaki çalışmaya ilişkin detaylı araştırma yapılmalı, varsa otogar müdürlüğünden taksi durağında çalışanlara ilişkin bilgi ve belgeler istenilmeli, otogar takside çalışanların beyanlarına başvurulmalı, çalışmanın şekli ve varlığı hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmayacak şekilde belirlenmeli, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 13’üncü maddesinde yer alan “İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir.” hükmüyle; çalışma ilişkisinde, “tam süreli iş sözleşmesi” olarak nitelenmeye olanak verecek bir bağımlılık ilişkisinin bulunmadığı durumlarında olabileceği gözetilerek gerektiğinde re’sen araştırma yoluna gidilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan T.. K..’a iadesine, 03.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.