YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/24758
KARAR NO : 2014/17994
KARAR TARİHİ : 19.09.2014
Mahkemesi : Osmaniye İş Mahkemesi
Tarihi : 02.10.2013
No : 2012/1132-2013/560
Davacı, 01.01.1985-21.04.1992, 10.03.1994-06.04.1994 ve 10.01.1995-26.05.2000 tarihleri arasında vergiye kayıtlı olduğu dönemlerde Bağ-Kur sigortalılığının tespitini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacının, tuhafiye işletmeciliği faaliyetinden dolayı 01.01.1985-21.04.1992, 10.03.1994-06.04.1994 ve 10.01.1995-26.09.2000 tarihleri arasında vergi kayıtlarının bulunduğu, 26.08.2003 tarihli giriş bildirgesi ile 01.08.2001 tarihi itibariyle tescil edildiği, davacının 26.08.2003 tarihli dilekçe ile vergiye kayıtlı olduğu 13 yıl 1 ay 2 günlük süre için Kurumdan borçlanma talep ettiği, bu talep doğrultusunda, 13.01.2004 tarihinde davacının 158 ay karşılığı borçlanabileceğinin ve 17.860.872.948 (eski) TL ödemesi gerektiğinin davacıya 15.01.2004 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 16.02.2004 tarihinde yeniden verdiği dilekçe ile vergiye kayıtlı olduğu 12 yıl 8 ay 2 günlük süre için Kurumdan borçlanma talep ettiği anlaşılmaktadır.
619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin geçici 1. maddesi ile kayıt ve tescilsiz sigortalılara 04.10.2000 tarihinden itibaren tescil imkânı getirilmiş, ancak söz konusu Kanun Hükmünde Kararname Anayasa Mahkemesi’nce daha sonra iptal edilmiştir.02.08.2003 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasaya eklenen geçici 18. maddesi, 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin geçici 1. maddesindeki hükmü tekrarla sigortalılık niteliğini taşıdıkları hâlde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmayanlara yeni bir imkân getirmiştir. Geçici 18. maddesi; “Sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 04.10.2000 tarihinden itibaren başlar. Ancak, bu Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıkları, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20.04.1982-04.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak 49. ve ek 15. maddelerine göre hesaplanacak prim borçlarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde, ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağını yürürlükte olan prim tutarı üzerinden ödemek kaydıyla bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir” hükmünü getirmiştir.
Dava konusu somut olayda; davacının Bağ-Kura giriş bildirgesi 26.08.2003 tarihinde Kuruma intikal etmiş, 01.08.2001 tarihi itibariyle tescil edilmiş, 26.08.2003 tarihinde davacı vergiye kayıtlı olduğu 13 yıl 1 ay 2 günlük süre için Kurumdan borçlanma talep etmiş, bu talep doğrultusunda Kurum 13.01.2004 tarihinde davacının 158 ay karşılığı borçlanabileceği ve 17.860.872.948 TL ödemesi gerektiğini tespit etmiş ve davacıya 15.01.2004 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı 16.02.2004 tarihinde yeniden verdiği dilekçe ile vergiye kayıtlı olduğu 12 yıl 8 ay 2 günlük süre için Kurumdan borçlanma talep etmiştir. Mahkemece; 1479 sayılı Yasaya 4956 sayılı Yasa ile eklenen geçici 18. Maddesinde “Ancak, bu Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıkları, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20.04.1982-04.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak 49. ve ek 15. maddelerine göre hesaplanacak prim borçlarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde, ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağını yürürlükte olan prim tutarı üzerinden ödemek kaydıyla bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir” ifadeleri ile Kanununun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içerisinde başvurulması koşulu ile 20.04.1982-04.10.2000 tarihleri arasında vergi kayıtlı olunan dönemlerde borçlanma hakkı sağlandığı, Kurumun da bu yola giderek borçlanma miktarını tespit edip davacıya bildirmesine rağmen dosya içerisinden ödemelerin tam olarak tespit edilememesi karşısında, yapılacak iş, dairemizin yerleşmiş içtihatlarıyla da sabit olduğu üzere, kısmi borçlanmanın mümkün olduğu da gözetilmek suretiyle, dayanak belgelerin asılları ya da okunaklı suretleri taraflardan getirtilerek, davacının süresinde yaptığı ödemelerin karşılık geldiği süreleri belirlemek, sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu istemin reddine karar verilmesi isabetsiz olup usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.