YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2453
KARAR NO : 2014/3064
KARAR TARİHİ : 18.02.2014
Mahkemesi : Balıkesir 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 17.12.2012
No : 2011/19-2012/1075
Dava, resen tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammı ile bu tahakkuka yönelik itirazın reddine dair komisyon kararının iptali istemine ilişkindir.
Mahkeme, yazılı biçimde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
506 sayılı Yasanın 79. maddesi, “Bu Kanunun 83 üncü maddesinde belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından ihale yoluyla yaptırılan her türlü işler, gerçek veya tüzel kişilerce yapılan inşaatlardan dolayı yeterli işçilik bildirmiş olup olmadığı Kurumca araştırılır….” Düzenlemesini içermekte olup; aynı Yasanın 83. maddesinde belirtilen kurum ve kuruluşlar ise, “Genel ve katma bütçeli kuruluşlar, il ve belediyeler veya sermayesinin en az yarısı genel ve katma bütçeli kuruluşlar ile il ve belediyelere ait olan teşekkül ve müesseseler, kamu iktisadi kuruluşları ve bunların müessese, bağlı ortaklık ve iştirakleri, kanunla ve kanunların verdiği yetkiye dayanarak kurulan kurum ve kuruluşlar, döner sermayeli kuruluşlar…” olarak belirtilmiştir.
Ancak, 506 sayılı Yasanın konuya ilişkin 130. maddesinde yer alan, “İşverenin Kuruma, emsaline, yapılan işin nitelik, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütülmesi için gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun Kurumca saptanması halinde, işin yürütülmesi için gerekli olan asgari işçilik miktarı, yapılan işin niteliği, bünyesinde kullanılan teknoloji, iş yerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan işçi sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurları dikkate alarak sigorta müfettişi tarafından tespit edilir.” düzenlemesi; kayıt dışı çalışmadan kaynaklanan prim kaybının önüne geçilebilmesi yönünden, 506 sayılı Yasanın 79. maddesindeki yöntem ve asgari işçilik oranlarıyla bağlı kalınmaksızın, eksik işçilik bildiriminde bulunulup bulunulmadığının tespitine olanak vermektedir. 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 85.maddesinin ilk fıkrası da anılan maddeye paralel düzenleme içermektedir.
Somut olayda, davacı şirketin, Balıkesir İl Milli Eğitim Müdürlüğünden ihale yoluyla “Bandırma 17 Eylül İlköğretim Okulu Ek Derslik İnşaatı” işinin yapımını üstlendiği, anılan iş nedeniyle 27.02.2008 tarihi itibariyle Kuruma kayıt ve tescil edildiği, Bayındırlık ve İskân Müdürlüğünce Kuruma gönderilen 19.01.2009 tarihli yazıda; ihale konusu işe 27.02.2008 tarihinde başlanıp 05.11.2008 tarihinde geçici kabulünün yapılarak eksik ve kusurlu işlerin ise 19.12.2008 tarihinde tamamlandığının bildirildiği, davacı şirkete makine ve malzeme verilmeyip şirketçe taşeron çalıştırılmadığı gibi geçici kabulde tespit edilen eksik işler için de şirketin işçi çalıştırmadığının ve yapılan ödemenin 262.841,97 TL olduğunun belirtildiği, 24.09.2010 tarihli müfettiş raporunda; şirket yetkilisi tarafından, 05.11.2008-19.12.2008 arası dönemde tespit edilen noksanlıkların faturalardaki kişi ve şirketlerden hizmet alınmak suretiyle yapıldığının ifade edilmesine rağmen ilgili faturaların ibraz edilmemesi nedeniyle anılan kusurlu işlerin kendi işçileri tarafından yapıldığı sonucuna varıldığının bildirildiği, faturalı ödemelerin ikisi 20.08.2008, biri 08.09.2008, diğeri 03.11.2008 tarihli ve toplam 16.415,20 TL bedelli olduğunun belirtildiği, 27.02.2008-19.12.2008 arası dönemde ödenen toplam hak ediş tutarının 312.717,52 TL olarak belirlenip bu hususun ihtilafsız olduğu, müfettişçe, 312.717,52 TL hak ediş tutarına %9 işçilik oranı uygulanıp bildirilmesi gereken en az işçilik tutarı 28.144,58 TL belirlenip bildirilen 21.648,81 TL’nin mahsubu ile noksan işçilik tutarının 6.496 TL olarak tespit edildiği, Kurumca da yukarıdaki son tutara %35,5 prim oranı uygulanarak davaya konu 2.306,08 TL prim, 695,73 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 3.001,85 TL borç tahakkuk ettirilip iadesinin talep edildiği, davacı şirket tarafından süresinde komisyona itiraz edilerek, 25 adet faturalı işçilikten sadece 4 adetinin müfettiş tarafından kayda alınıp onların dahi hesaplamada dikkate alınmadığı savunulmuş ise de itirazın komisyonca reddedildiği, ret kararının tebliğ tarihine göre eldeki davanın yasal süresi içinde açıldığı, hükme esas alınan 10.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda ise; 25 adet malzemeli işçilik faturası bedeli olan 82.627,32 TL dikkate alınıp 312.717,52 TL istihkak bedelinden mahsup edilip %9 işçilik oranı uygulanarak bildirilmesi gereken tutarın 20.708,12 TL olarak belirlendiği ve bu tutarın fazlasıyla 21.648,81 TL olarak Kuruma bildirildiğinin belirtildiği, mahkemece de, anılan rapor çerçevesinde istek gibi davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, işin, işyeri devamlı sigortalıları ile yapıldığı yönündeki davalı Kurum savunması ile malzemeli işçilik faturalarındaki kişi ve şirketlere yaptırıldığı yönündeki davacı şirket iddiası üzerinde durulup, öncelikle müfettiş raporundaki tespitlerin tümü gözetilerek, daimi işyeri sigortalıların sayısı, niteliği, yine 25 adet malzemeli işçilik faturasına konu işlerin özellik ve nitelikleri ve bitirilme süreleri gibi hususlar dikkate alınarak, bu işin daimi işçilerle yürütülmesinin mümkün olup olmadığı araştırılmalı, öte yandan, dosyaya sunulan malzemeli işçilik faturalarının, işyeri kayıtlarına yansıtılıp yansıtılmadığı ve gerçekliği hususları şirket kayıtları üzerinde yapılan inceleme ile açılığa kavuşturulmalı, bu çerçevede eksik işçilik bildirimi bulunup bulunmadığı hususları 506 sayılı Yasanın 130. maddesinde öngörülen ilke ve esaslar çerçevesinde irdelenip, gerekirse iş kolunda ve mali konularda uzman bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz bulunmuştur.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.