Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/24480 E. 2014/7172 K. 27.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/24480
KARAR NO : 2014/7172
KARAR TARİHİ : 27.03.2014

Mahkemesi : Mersin 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 16.07.2013
No : 2012/32-2013/316

Asıl dava, davalı M.. D..’e hizmetlerinin iptali nedeniyle yersiz ödenen sağlık giderlerinin tahsili ile birleşen dava da davacı şirketin işçisi M.. D..’in çalışmasının iptal edildiği aylarda çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde asıl davanın reddine, birleşen dava yönünden kurum tarafından açılan ana dosyadaki red kararı ve davalı şirketin yanında çalışan işçinin iptal edilen sigortalılığının tespitini istemekte hukuki yararı bulunmadığından bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmün, asıl dava davacısı (birleşen dava davalısı) SGK Başkanlığı vekili ile asıl dava davalısı (birleşen dava davacısı) C.. İ.. AŞ. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
İncelenen dava dosyasında, 02.06.2006 tarihli Sigorta Teftiş Kurulu Başkanlğınca düzenlenen raporda, M.. D..’in 01.06.2004 tarihinde çalışmaya başladığı, görevinin beş mahallede çalışanların denetimini yapmak olduğu belirtilse de, işyeri yetkilisi ve muhasebe müdürünün adı geçen çalışanı tanımadığını belirttiği, işyerinde denetim gözetim ve raporlarına görevinde bulunan bir çalışanı işyeri yetkilisinin tanımamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı adı geçenin işyerinde hizmet akdine istinaden çalışmadığı, (işyerinde çalışanlar her ne kadar çalıştığını belirtse de) sigortalı olmadığı ve bildirimlerinin iptal edilmesi gerektiğinin tespit edildiği; mahkemece dinlenen tanıkların davalı işyerinden bildirimlerinin bulunmadığı, çalışmanın geçtiği işyerine komşu işyeri tanığı araştırmasının yapılmadığı, vergi dairesinden davalıya ait beyannamelerin getirtilmediği anlaşılmakla, tespit edilebildiği takdirde, davalı işyerinden bildirimi bulunan bordrolu tanıklar dinlenilmeli, çalışma hakkında bilgisi olabilecek komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler re’sen saptanarak bilgilerine başvurulmalı, çalışan işçi sayısı bakımından davalı işyerince verilmiş vergi beyannameleri getirtilmeli, böylece, bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip, takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca, bir karar verilmelidir.
Ayrıca, asıl dava yönünden, davalı şirketin söz konusu çalışmanın gerçekliği yönünde bütün delilleri sunabilmesi imkanı varken ayrı bir dava açmasında hukuki yararının bulunmadığı dikkate alındığında, mahkemece, birleşen dava yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, asıl dava davacısı (birleşen dava davalısı) SGK Başkanlığı vekili ile asıl dava davalısı (birleşen dava davacısı) C.. İ.. AŞ. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı şirkete iadesine, 27.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.