Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/24405 E. 2014/20418 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/24405
KARAR NO : 2014/20418
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

Mahkemesi :İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi
Tarihi :01.10.2013
No :2013/88-2013/350

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya bağlanan gelir ve geçici iş göremezlik ödemeleri nedeniyle uğranılan Kurum zararının 506 sayılı Yasanın 26 maddesi uyarınca davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre; dava dışı B.. Nakliyat-H.. B. ait nakliye işyerinde şoför olarak çalışan sigortalı, davalı şirkete ait eşyaların fuar alanına nakliyesi sırasında, arızalı yük asansörünün halatının kopması nedeniyle düşen yük sepetinin altında kalmıştır.Mahkemece, davalı şirketin 3. kişi sıfatıyla % 80, sigortalının % 20 kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
506 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesi hükmüne göre, işveren; sigortalıyı Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamına giren işlerde hizmet akdine dayalı olarak çalıştıran gerçek ya da tüzel kişilerdir. “Çalıştıran” olgusu, hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. 506 sayılı Kanun’un “Üçüncü kişinin aracılığı” başlıklı 87’nci maddesi hükmünde ise; aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü kişi olarak tanımlanmış, sigortalıların üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bununla sözleşme yapmış olsalar bile, bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işverenin de sorumlu olacağı belirtilmiştir. Maddede “aracı” olarak nitelenen üçüncü kişi, gerek mevzuatta, gerekse öğreti ve yargı kararlarında; alt işveren, tali işveren asıl işveren, alt müteahhit, alt ısmarlanan gibi adlarla anılmaktadır. Aracı kavramı, her şeyden önce, asıl işvereninin
varlığını, bir başka işverenin asıl işverene ait işin bir bölümünü yapmayı üstlenmesini ve asıl işverene ait iş yerinde veya iş yerinin bir bölümünde iş alanın kendi adına sigortalı çalıştırmasını gerektirir.Asıl işverenle aracı arasındaki ilişki taşıma, eser ve benzeri sözleşmelere dayanabilir ise de; hiçbir şekilde hizmet akdi unsurları bulunmamalıdır. Burada önemli olan yön, asıl işverene ait işin bir bölümünün aracı tarafından görülmesidir. Aracı kavramının belirleyici özelliği, asıl işverene ait işten bir bölüm iş alınması ve bu işte kendi adına sigortalı çalıştırılmasıdır.
Mahkemece, davalı şirket ile Burak Nakliyat-Haydar Bozkuş arasında asıl işveren-taşeron ilişkisi bulunup bulunmadığı hususu yeterince irdelenmemiştir. Kurum kayıtları ve taraflar arasındaki sözleşme ve belgeler araştırılarak, konusunda ve işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında uzman bilirkişilerden 506 sayılı Yasa’nın 87’nci madde kapsamında asıl işveren-taşeron ilişkisi bulunup bulunmadığı ve bu bağlamda (özellikle asıl işveren-taşeron ilişkisi yoksa işverenin de kusurunun bulunup bulunmadığını irdeleyen rapor alınmalıdır.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.