YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/23745
KARAR NO : 2014/5978
KARAR TARİHİ : 17.03.2014
Mahkemesi :İstanbul 1. İş Mahkemesi
Tarihi :19.09.2013
No :2012/234-2013/635
Dava, davacının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı iddiasıyla kesilen ölüm aylığına ilişkin Kurum işleminin iptali ile Kurum’a borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı kesinleşen davacıya, yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca 2011 yılında gerçekleştirilen işlemle kesildiği anlaşılmaktadır
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır.
İnceleme konusu davada; Sosyal Güvenlik Kontrol Memurluğu’nca gerçekleştirilen soruşturmada; davacının köydeki adresinde imzalı beyanı alınan köy muhtarının, eşlerin boşanma sonrası tarihlerde birlikte köye geldikleri, köy halkı tarafından boşanma olayının bilinmediğini dile getirdiği ayrıca, 05.12.2011 tarihli köyde yapılan araştırma sonrası düzenlenen jandarma tutanağında da, davacı ve eşinin boşanma sonrası tarihlerde köye birlikte gelerek 2 ay süreyle kaldıkları hususunun sabit olduğu, eşlerin 2005 yılında boşandıkları, 2010 yılında yeniden evlendikleri dosya kapsamıyla belirgindir. Buna göre, elde edilen somut veri ve saptamalar, bahse konu soruşturma sırasında ve yargılamada ifadeleri alınan tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile boşandığı eşinin fiili olarak birlikte yaşadıkları anlaşılmıştır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.