Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/2335 E. 2013/19802 K. 01.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2335
KARAR NO : 2013/19802
KARAR TARİHİ : 01.11.2013

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava 5510 sayılı Kanun’un geçici 7/1 “inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan, mülga 506 sayılı Kanun’un 79/10 hükmü uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir.
Davada somutlaşan olayda, davacı, işyerinde 01.10.2005-25.05.2010 tarihleri arasında hizmet akdiyle çalıştığının tespitini istemiş, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Hizmet tespitine ilişkin davaların kamu düzenine ilişkin niteliği, vazgeçilemez ve devredilemez insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının yaşama geçirilmesine olanak sağlayan özelliği de gözetilerek, hak kaybı ve yersiz sigortalılık süresi edinmeyi önlemek açısından, gerektiğinde re’sen kanıt toplanmak suretiyle, başkaca işyeri çalışanlarının tanıklıklarına başvurulması ve dinlenen tanıkların aynı dönemde birlikte çalışmaya ilişkin iddialarının da kayıtlarla doğrulanması gerekleri gözetilmeli, kayıtlarda gözükmeyen çalışmaların neden kayıtlara geçmediği yöntemince araştırılmalı, tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde; işyerinin kapasitesi ve niteliği nazara alınmalıdır. Böylece, bu konuda yeterli ve gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu dönemin, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; delillerin hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekir. Mahkemenin kararına dayanak yaptığı deliller hüküm vermeye elverişli değildir.
Mahkemece, davacının davalı şirkette kendisine ait makine ile dışarıdan getirdiği işleri yaptığı bu işlerin ücretini davacının aldığı bu sebeple bağımlılık
unsurunun bulunmadığı değerlendirilmiş ise de; davacının hizmet döküm cetvelinde davalı işyerinden 06.03.2010-15.05.2010 tarihleri arasında bildirimlerinin bulunduğu görülüğünden, Mahkemece ihtilaf konusu diğer dönemlere ilişkin olarak davacının kendi nam ve hesabına işveren sıfatıyla çalışmalarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, ayrıca davalı işveren tarafından Avrupa Birliği hibe programı kapsamında alınan krediye ilişkin değerlendirme yapılmalı ve daha önce davalının taraf olduğu … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/552 sayılı dosyasında tanık olarak dinlenilen davacının beyanları da dikkate alınarak bağımlılık unsurunun varlığı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda, yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 01.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.