YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/23169
KARAR NO : 2014/202
KARAR TARİHİ : 14.01.2014
Mahkemesi : Konya 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 30.10.2013
No : 2013/506-2013/664
Dava, faiz alacağı istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.03.2006 tarihli ve 2005/10-755 esas, 2006/32 karar sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı üzere; bir borç ilişkisi, asıl hakla birlikte bazı fer’i hakları da içerir. borç ilişkisinin içerdiği asıl hak, alacak hakkı; fer’i haklar ise, cezai şart, faiz, kefalet, rehin, hapis hakkı gibi haklardır.
Borcu sona erdiren en önemli neden, tarafların kendilerine yüklenen edimleri ifa etmeleridir. Genel olarak ifa, borçlanılmış edimin yerine getirilmesi suretiyle alacaklının tatmin edilerek borcun sona erdirilmesidir. Kural, asıl borç sona erdiğinde, bu borca bağlı fer’i borçlarında sona ereceğidir. Bu sonuç, ek bir işleme gerek olmaksızın kendiliğinden gerçekleşir.
Ancak, evvelce işleyen faizleri talep hakkının saklı tutulması (ihtirazi kayıt) veya saklı tutulduğunun hal ve koşullardan çıkartılması kaydıyla, ödenmemiş faizlerin istenebilme hakkı ortadan kalkmamakta, asıl borç ifa veya sair bir suretle son bulmuş olsa bile, borcun fer’isi olan faiz varlığını sürdürmekte ve alacaklı bunları talep edebilme hakkını yitirmemektedir.
Somut olayda; davacı Kurum tarafından iptal edilen yaşlılık aylığının 1479 sayılı Yasanın 35. maddesi uyarınca 01.10.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya .hak kazandığının tespiti ve aksine kurum işleminin iptaline yönelik davanın kabulüne karar verilip kesinleşen mahkeme kararına istinaden ödenmeyen aylık ve sosyal yardımlardan oluşan aylıkların ödenmesi gereken tarihlerden, fiilen ödeme yapılan tarihe kadar geçen süre için yasal faizini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de; dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, toptan aylık ödemesinin yapıldığı Ziraat Bankasının 27.02 2012 günlü dekontun davacı tarafından ihtirazi kayıt verilmeden imzalandığı, davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde yer alan kesinleşen mahkeme kararına istinaden aylıklar ile aylıkların ödenmesi gerektiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen sürelerdeki işlemiş yasal faizinin tahsili istemli 21.06.2011 tarihli dilekçesinin Kuruma intikal tarihinin bulunmadığı ve mahkemece anılan dilekçenin Kuruma intikal tarihi araştırılmadığı, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda hesaplamanın 2008 yılı ekim ayından itibaren yatan yaşlılık aylıklarına göre yapıldığı, ancak, Kurumun 03.04.2012 tarihli Mahkemeye hitaben yazı ekinde bulunan davacının 2008 yılı Ekim ayından itibaren hak ettiği aylıklara ilişkin listede davacının 25.10.2008 ile 25.03.2009 tarihleri arasındaki aylıkların karşısında “maaşın iptal edilmeden önce aldığı maaşlar” ibaresinin yazılı olduğu gözetilmeden, davacının yaşlılık aylığının iptali ile iptal edilen yaşlılık aylıklarının Kurum tarafından tahsil edilip edilmediği, tahsil edilmesi halinde, tahsil tarihi araştırılmadığı ve iptal edilen aylıkların davacıdan tahsil edilmemesi halinde davacıya ödenen yaşlılık aylıklarının hesaplamaya dahil edilmemesi gerektiği gözetilmediği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında; mahkemece, davacının birikmiş aylıklarını hangi tarihte aldığı, birikmiş aylıkların içerisinde iptal edilen aylıkların bulunup bulunmadığı, iptal edilen aylıkların Kurum tarafından tahsil edilip edilmediği, tahsil edilmesi halinde tahsil tarihi tespit edildikten ve söz konusu toplu ödemeye ilişkin alacaklarını alırken veya almadan önce faiz haklarını saklı tuttuğuna ilişkin ihtirazi kayıt bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve elde edilecek sonuca karar verilmesi gerekmektedir
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.