Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/23126 E. 2014/6864 K. 25.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/23126
KARAR NO : 2014/6864
KARAR TARİHİ : 25.03.2014

Mahkemesi : Van İş Mahkemesi
Tarihi : 15.07.2013
No : 2009/351-2013/205

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı SGK Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 2000 yılı başları ile 20.10.2009 tarihleri arasında Gevaş Çok Programlı Lise’de kaloriferci ve temizlik işçisi olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkin olup; mahkemece, davacının Gevaş Kaymakamlığı nezdinde 15.09.2000-12.06.2009 tarihleri arasında çalıştığı tespit edilerek, kısmen kabule karar verilmiştir.
1- “İşveren”, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinde; …sigortalıları çalıştıran… kişiler…” olarak tanımlanmış olup, hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesi, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılması, bir başka anlatımla, davanın sübutu, kanıtlama yükümlülüğü ve verilen kararın infazı açısından, husumetin kendisine yöneltilmesi zorunlu olan kişidir.
Dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı medeni usul hukukumuzda “sıfat” olarak tanımlanmakta ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile ilgili kimseler olması zorunlu bulunmaktadır. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakka ilişkin davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine ait bulunmakta ve buna aktif husumet denilmektedir. Sübjektif hak kendisinden istenebilecek olan kişi de o hakka uymakla yükümlü olan kimse olup, bu da pasif husumet (davalı sıfatı) olarak adlandırılmaktadır. Sübjektif hak sahibi ile o hakka uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun belirlenmesi, bunun neticesinde, dava açan veya aleyhine dava açılan kişiler, o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip değillerse, mahkemece dava konusu hakkın esası hakkında inceleme yapılmaksızın, davanın sıfat yokluğundan reddedilmesi gerekmektedir. Taraf sıfatı (husumet) ve sıfat yokluğu, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğinde olup, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 116. maddesinde (HUMK. 187 m.) yer alan ilk itirazlardan olmadığından davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, taraflarca ileri sürülmese dahi, gerek, mahkemece, gerekse, Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmalarının olup olmadığına bakılmaksızın, kendiliğinden nazara alınır.
2- Anayasa m.123/3’e göre, kamu tüzel kişilikleri ancak kanun ya da kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulurlar. Bakanlıklar, Devlet kamu tüzel kişiliğinin bir davada taraf ehliyetine sahip organlarıdırlar. Bunun dışında bazı genel müdürlüklerin, il özel idarelerinin, köylerin, belediyelerin ve kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunlara bağlı müesseselerin de tüzel kişilikleri vardır. Kaymakamlık makamının tüzel kişiliği bulunmadığından, bu yönüyle husumetin İçişleri Bakanlığına ait olduğu gözetilmelidir.
Eldeki somut olayda; tespiti istenen çalışmanın geçtiği işyeri olan Gevaş Çok Programlı Lisesi, esas itibariyle Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ve halen anılan Bakanlık bünyesinde faal olduğundan, Hukuk Muhakameleri Kanunu 124. maddesi gereğince husumet Milli Eğitim Bakanlığı’na yöneltilmeli ve tarafların göstereceği deliller toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre yeni bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı SGK Başkanlığı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.