YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/23107
KARAR NO : 2014/19683
KARAR TARİHİ : 16.10.2014
Mahkemesi : Ceylanpınar Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 02.05.2013
No : 2011/119-2013/151
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 9.1.2009 tarihli iş kazasında sürekli iş göremez durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir, geçici iş göremezlik ödemeleri ve tedavi gideri nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalı işverenden tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunudur.
Dava, 5510 sayılı Yasa’nın 21 ve 23 maddelerine dayalı olarak açılmış olup, 23. maddenin uygulama önceliği olup, bu maddeye göre sorumluluk şartlarının mevcudiyeti halinde, gerçek zarar hesabı yapılmasına gerek bulunmuyorsa da, Mahkemece bu konuyu araştırmaması isabetsizse de temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
Ancak, 5510 sayılı Kanunun “İş Kazası ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Anılan madde ile tazmin sorumlularının Kurum karşısındaki sorumluluğu bir tavanla sınırlandırılmış olup, bu sorumluluk “…sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı…” bulunmaktadır. Maddenin açık hükmü karşısında; ilk peşin sermaye değerli gelirin, Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunluluğu bulunmaktadır.
Mahkemece, gerçek zarar tavan hesabı yapılmaksızın karar verildiği anlaşılmaktadır. Bilirkişiye gerçek zarar tavan hesabı yaptırılarak, ilk peşin değerle karşılaştırılması sonucu düşük olanın kusur karşılığına isabet eden miktarına karar verilmelidir.
Öte yandan, sigortalıya aynı zamanda yaşlılık aylığı bağlanması nedeniyle bağlanan gelirin yarıya indirilip indirilmediği ve bunun ilk peşin değere etkisi olup olmadığı hususunun araştırılmamış olması isabetsizdir.
Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmü BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 16.10.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.