Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/23050 E. 2014/19682 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/23050
KARAR NO : 2014/19682
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

Mahkemesi : Trabzon 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 04.10.2013
No : 2013/102-2013/72

Dava rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalı avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma giren sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve yapılan masraf ve ödemeler nedeniyle meydana gelen Kurum zararının tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 10 ve 26, maddesidir.
Dosya kapsamına göre; davalıya ait villanın onarım işinde çalışan sigortalı çatı katından düşerek yaralanmış olup, mahkemece ikinci rapor hükme esas alınmış olup ve bu raporda, davalının işveren olmadığı, husumet yöneltilmeyen H.. T..’m işveren sıfatıyla % 50 oranında kusurlu olduğu kabul edildiği halde, davalı Ü.. A..’ün işveren sıfatıyla zarardan sorumlu tutulmasına karar verilerek kendi içinde çelişkiye düşülmüştür.
Dava dışı C.. S.. ile davalı arasında v.. restorasyonu konusunda bir hukuki ilişki bulunup bulunmadığı, varsa ilişkinin niteliği yani, asıl işveren-taşeron ilişkisi veya anahtar teslimi sözleşme niteliğinde mi olduğu, sonuç olarak işveren sıfatının kime ait olduğu araştırılarak, konusunda ve işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında uzman bilirkişilerden, oluşan ve mevzuata uygun bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir
Öte yandan, uygulama önceliği bulunduğu halde, Mahkemece, 10. madde şartlarının oluşup oluşmadığı konusunda bir karar verilmemiştir.
506 sayılı Yasanın 9. maddesi – (Değişik : 25.08.1999 – 4447 /12 md. Y.T. 08.09.1999) “İşveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alman işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır.
(Ek ; 14.07.1999 – 4410 / 1 md.) Dışişleri Bakanlığının sigortalı olarak yurtdışı göreve atanan personeli için işe giriş bildirgeleri ise, Kuruma en geç üç ay içinde gönderilir.”
Düzenlemesini öngörmektedir. Anılan Yasanın 10. maddesine göre ise 9. maddede öngörülen işe giriş bildirgesini süresinde Kuruma intikal ettirmeyen işverenler hakkında 26. maddede öngörülen sorumluluk halleri aranmaksızın, zararlandıncı sigorta olayı nedeniyle Kurum tarafından bağlanan gelir ve harcamanın işverenden tahsil edileceğini düzenlemiştir. Yani, davalı işverenin 506 sayılı Kanunun 25.08.1999 tarih ve 4447 Sayılı Kanunun 2. maddesiyle değiştirilen ve 08.09.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 9 ve 10. maddesi hükmüne göre rücu alacağından sorumluluğu için; işe giriş bildirgesinin sigortalının, işe başlatılmasından önce verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmesinden önce meydana gelmesi gerekir.
Mahkemece, işverene ait işyerinin hangi tarih itibarıyla 506 sayılı Yasa kapsamına alınması gerektiği belirlenmeli, bu kapsamda işyerinin tesciline ilişkin dosya getirilmeli ve işverence verilen işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal tarihinin belirlenmeli, sigortalının işverene ait işyerinde işe başladığı tarihin açık ve net biçimde saptanmalı ve özellikle sigortalıya ait işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal ettiği tarih ile iş kazası aynı tarihe rastlıyor ise, işe giriş bildirgesinin daha önce verildiğinin ispat yükünün işverene ait olacağı gözetilmelidir.
Yukarıdaki bilgiler ışığı altında; oluşa ve mevzuata uygun rapor alınması ve 10. madde şartlarının oluşup oluşmadığı hususunun araştırılması gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.