Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/22774 E. 2014/3526 K. 24.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22774
KARAR NO : 2014/3526
KARAR TARİHİ : 24.02.2014

Mahkemesi :Samsun 2. İş Mahkemesi
Tarihi :24.09.2013
No :2010/1173-2013/520
Davacı :M.. D.. adına Av. Y.. K..
Davalılar :1-Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı adına Av. Serpil Aşçı
2-Samsun Akın Rajendere Kauçuk Lastik Ayakkabı Ltd. Şti.
adına Av. Y.. Ç..

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesi gereği sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez. Dolayısıyla, sosyal güvenlik hakkından ve bu bağlamda hizmet tespiti davasından 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 91 inci ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307 nci maddeleri kapsamında feragat olanaksız olduğundan, davacının ancak, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 185 inci ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 123 üncü maddelerinde düzenlenen hakkını kullanabilmesi mümkün olup, ileride yeniden dava açabilme hakkını saklı tutarak, davalının rızası ile davanın takibinden vazgeçebilir veya Kanunun 150 nci maddesi hükmü gereğince davayı takip etmeyerek yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılması ve giderek davanın açılmamış sayılması sonucunu elde edebilir.
HMK Kanunun 294-301 maddelerinde, mahkeme kararlarının nasıl olması gerektiği belirlenmiştir. Bu düzenlemelere göre, Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Bu şekilde, yargılamaya son verilir ve hakim davadan elini çekmiş olur.
Öte yandan, 1086 sayılı Mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda “davanın atiye bırakılması” veya “davanın atiye terki” olarak adlandırılan kavramlara yer verilmemiştir. Davanın atiye bırakılması, somut uyuşmazlıkta olduğu gibi, çoğunlukla davanın geri alınması şeklinde ortaya çıkmaktadır. “Davanın geri alınması”nda, davacı, hakkından feragat etmemekte, ileride tekrar dava açabilme hakkını saklı tutarak, şimdilik davayı takip etmeyerek, geri almaktadır. Davanın geri alınması ile, dava baştan itibaren açılmamış sayılır ve sonuçları ortadan kalkar. Koşullarının belirtildiği, 6100 sayılı HMK’nın 123. maddesi gereğince, “Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir.
Eldeki davada ise; davacı vekili tarafından karardan sonra 26.12.2013 tarihinde taleplerinden vazgeçtiklerine dair dilekçe ibraz etmesi nedeni ile mahkemece, davacının talebinin yukarıdaki bilgiler ışığında HMK’nın 123. maddesi gereğince “davanın geri alınması” olarak kabulünün mümkün olup olmadığı hususunun değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan S.. A.. R.. K.. L.. A.. Ltd. Şti.’ne iadesine, 24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.