YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22620
KARAR NO : 2014/5584
KARAR TARİHİ : 13.03.2014
Mahkemesi : İzmir 8. İş Mahkemesi
Tarihi : 14.08.2013
No : 2011/688-2013/453
Dava, ölüm aylığının kesilmesi yönündeki Kurum işleminin iptali ile aylığın yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti, birleşen dava ise yersiz aylıkların tahsili amacıyla yapılan icra takibinde, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, itirazın iptali davasının ise reddine karar verilmiştir.
Hükmün, asıl davanın davalısı, birleşen davanın davacısı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Yusuf Şahan Kırca tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 01.12.2009 tarihinde kesinleşen asıl davanın davacısına, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca 2011 yılının 8. ayında gerçekleştirilen işlemle 15.12.2009 tarihi itibarıyla kesilerek, yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle Anayasa’nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanununun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, özellikle inceleme konusu davaya ilişkin olarak ilgili Nüfus Müdürlüklerinden davacı ile boşandığı eşinin uyuşmazlık konusu döneme ilişkin adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilerek kayıtlı yerleşim yerleri saptanmalı, Medula sisteminden gerekli adres araştırmaları yapılmalı, ilgililerin elektrik, su ve telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, uyuşmazlık konusu döneme ilişkin seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölgeler yönünden geniş kapsamlı ve uyuşmazlık konusu dönemi aydınlatmaya yönelik Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, davacının Mansuroğlu Mah. H. İ. Cad. No: … B. İzmir adresinde boşandığı eşiyle birlikte kiracı olarak kaldığı ve apartman aidatlarının da davacının boşandığı eşi tarafından ödendiği iddiası bakımından kira sözleşmesi olup olmadığı, var ise, bu kira sözleşmesinin kim tarafından imzalandığı, kira bedellerinin ve apartman aidatlarının kim tarafından nasıl ödendiği araştırılmalı, apartman karar defteri getirtilmeli, uyuşmazlık konusu dönemde boşanan eşlerin kayıtlı oldukları yerde görev yapmış/yapmakta olan muhtar ve azalarından istem hakkında düşünce edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, Sosyal Güvenlik Kontrol Memurluğu görevlilerince gerçekleştirilen soruşturmada 04.05.2011 tarihinde ifadeleri alınan apartman komşusu Ş.. D.. ile apartman yöneticisi H.. Z..’ın ifade tutanaklarının içerikleri dikkate alınmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu, asıl davanın kabulüne, itirazın iptali davasının ise reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, asıl davanın davalısı, birleşen davanın davacısı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.