Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/22579 E. 2014/5603 K. 13.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22579
KARAR NO : 2014/5603
KARAR TARİHİ : 13.03.2014

Mahkemesi : Bursa 4. İş Mahkemesi
Tarihi : 26.09.2013
No : 2011/421-2013/583

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- 15.03.1998-02.06.1998, 14.09.1998-01.03.1999, 16.10.1999-07.11.1999 ve 08.11.1999-08.06.2000 dönemlerinde davalı işyerinden adına tam bildirim ve prim ödemeleri gerçekleştirilen davacının, 01.02.1997-10.06.2000 döneminde hizmet akdine dayalı olarak ara vermeksizin geçmesine karşın Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespiti istemli olarak 27.06.2011 tarihinde açtığı işbu davada mahkeme, davacının, davalı işyerinde 01.02.1997-30.06.1997, 15.09.1997-14.03.1998 ve 02.03.1999-30.06.1999 dönemlerinde çalıştığının tespitine karar vererek istemi kısmen hüküm altına almıştır.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun “Prim Belgeleri” başlığını taşıyan 79. maddesinin onuncu fıkrasında, yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları, Kurumca saptanamayan sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak (5) yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilâm ile kanıtlayabildikleri takdirde, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının göz önünde bulundurulacağı açıklanmış olup, anlaşılacağı üzere, çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Fıkrada öngörülen hak düşürücü süre uygulamasında, hizmetin ara vermeksizin kesintisiz gerçekleştiği durumlarda, çalışmanın sona erdiği (işten çıkış yapıldığı) yılın sonuna karşılık gelen 31 Aralık gününden başlayarak (5) yıllık sürenin hesaplanması gerekmektedir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, 31.12.2000 tarihinden itibaren (5) yıl içerisinde açılmayan işbu davada 15.03.1998 günü çalışmaya başlanıldığına ilişkin dönemsel sigorta primleri bordrosunun varlığı karşısında, anılan tarih (15.03.1998) öncesine ilişkin istemin hak düşürücü süreye uğradığının gözetilmemesi,
3- Kabule göre de, mahkemece, davacının 01.02.1997-30.06.1997 ve 15.09.1997-14.03.1998 dönemlerinde hizmet akdine tabi olarak çalıştığının tespitine karar verildiği halde, anılan dönemler olarak “01.02.1997-30.06.1998” ve ”15.09.1998-14.03.1998” denmek suretiyle hüküm fıkrasında maddi hata yapılması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.