Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/22410 E. 2014/2614 K. 13.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22410
KARAR NO : 2014/2614
KARAR TARİHİ : 13.02.2014

Mahkemesi : Sakarya İş Mahkemesi
Tarihi : 27.08.2013
No : 2012/63-2013/669

Dava, ölüm aylıklarının kesilmesi yönündeki SGK Başkanlığı işleminin iptali ile aylıkların yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Hakkında verilen boşanma kararı 11.03.2010 günü kesinleşen davacıya, yaşamlarını yitiren 1479 sayılı Kanun hükümleri kapsamındaki sigortalı ilk eşi ve 506 sayılı Kanuna tabi sigortalı babası üzerinden hak sahibi sıfatıyla bağlanan ölüm aylıklarının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca 2011 yılında gerçekleştirilen işlemle başlangıç tarihi itibarıyla kesilerek, yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği, boşanılan eşin 02.11.2010 – 11.03.2011 döneminde başka bayanla evliliğinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
İnceleme konusu davada; Kurum işlemine dayanak kılınan 12.10.2011 tarihli Sosyal Güvenlik Kontrol Memurluğu Raporu’nda yer alan saptamalar,
Kurumca gerçekleştirilen inceleme-soruşturma sırasında ifadesi alınan muhtar T..K..’ın beyanı, Jandarma Komutanlığı görevlilerince 10.03.2012 günü ve Emniyet Müdürlüğü görevlileri tarafından da 16.03.2012 tarihinde düzenlenen araştırma tutanaklarının içerikleri, yargılama aşamasında dinlenen tanıkların anlatımları, boşanılan eşin başka bayanla 02.11.2010 – 11.03.2011 döneminde süregelen evlilik olgusu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile boşandığı eşinin 2011 yılının Temmuz ayından itibaren fiilen beraber yaşamaya başladıkları belirgindir.
Bu maddi ve hukuki olgular karşısında;
a-) Fiili birlikteliğin bulunmadığı 2011/Temmuz dönemine kadar aylıklara hak kazanıldığı gözetilmeksizin, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu dava konusu istemin tümüyle reddine karar verilmesi,
b-) 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 8. maddesinde yer alan, bir davanın takibi sırasında karşılık dava açılması, başka bir davanın bu davayla birleştirilmesi veya davaların ayrılması durumunda, her dava için ayrı ücrete hükmolunacağı yönündeki düzenleme dikkate alınmaksızın, birleştirilen davalarda her bir dava yönünden Kurum yararına ayrı avukatlık ücretine hükmedilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.